Legion

“Legion FX kanalında yayınlanan bir süper kahraman dizisi. Adı Legion olan bir süper kahramanın maceraları anlatılıyor.” şeklinde bir başlangıç, Arrow, Flash, Agents of Shield belki Punisher'vari çizgi roman dizilerine uygun olabilir ama Legion için apayrı şeyler yapmak gerekiyor.

İlk önce bir edebiyat dergisinde, çizgi romandan uyarlanan bir TV dizisinin ne işi var oradan başlayalım isterseniz. Çizgi romanın günbegün geliştiği, edebiyat, sinema ya da resim gibi sanatın bir dalı haline geldiğiyle ilgili daha önce bir şeyler söylemiştik. Edebiyat ve müzikle ilgili televizyon dizilerin tanıtımını yaptığımız yazılarımız da mevcut. Buradan da dolaylı olarak bir şeyler çıkar gibi geliyor.

Ama elbette Legends of Tomorrow tarzı bir şeye buralarda yer veremeyeceğimizin farkındayız biz de. Evet Legion, X-men türevi bir süper kahraman dizisi. Ama çizgi romanın kapağını açtığınız andan ya da dizinin ilk saniyelerinden itibaren farklı, yeni, hatta insanı olduğu yere çivileyen bir şeyle karşılaştığınızı anlıyorsunuz.

Lejyon'un kaynağına dönelim Marvel deyişiyle. Chris Claremont ve Bill Sienkiewicz tarafından yaratılan, David Heller diye isimli bir Marvel karakteri Legion'umuz. Çizgi romanda Charles Xavier'in oğlu (spoiler sayılmaz herhalde) omega seviyesinde bir mutant. Omega seviyesi mutantların güçlerinin sınırları tam olarak kestirilemiyor. David aynı zamanda kişilik bölünmesinden muzdarip. Legion olayı da buradan geliyor zaten, içinde birden fazla (şu an için üç ama iki yüze kadar ulaşabildiği söylenmekte) karakter mevcut ve Legion bunların güçlerini ayrı ayrı kullanabilmekte. Neyse çizgi karakter hakkında ayrıntılı bilgiyi birçok sitede bulabilirsiniz zaten

Diziye Clockwork Akıl Hastanesi'nde giriyoruz. Otomatik Portakal'ın turuncusu hemen gözümüzü alıyor. Daha önce izlediğimiz süper kahraman dizilerinden farklı bir şeyler olduğunu hissediyoruz. Büyük Budapeşte Oteli'ndeyiz sanki. Mükemmel görüntülere alıştıktan sonra, mükemmel müzik seçimleri büyülüyor bizi. Gerçekten sahnelere özellikle renklere uyum had safhada.

12 Maymun tarzı bir hastane ortamı ile bir sorgu sahnesi beraber ilerliyor ilk bölümde. İlerledikçe kafanızdaki soru işaretleri artıyor. Syd Barret karakteri çıkıyor arada karşımıza, dizideki psyhcedelic sahneleri haber verircesine. Bir şeyler olacak diyorsunuz, oluyor ama kesinlikle tahmin ettiğiniz şeyler değil. İlk bölüm bitiyor, ilk bölümü fazla abartmışlar ikincisinde normale döner diyorsunuz. Ama ikincisi ilkinden daha fazla tokatlıyor beyninizi. Kesinlikle bölüm bölüm üstüne koyarak ilerliyor.

Tabi Fargo'nun da yapımcısı Noah Hawley'in payı büyük bu dizide. Ama Dan Stevens, Rachel Keller özellikle Aubrey Plaza da mükemmel performans sergiliyorlar. Yan karakterlerden bazıları için aynı şeyleri söyleyemesem de, genel olarak iyi oyunculuk.

Ben ilk sezonu izlemiştim, ikinci sezonunun sona erdiğini yeni öğrendim ama. Spoiler vermemek için diziden daha fazla bahsetmiyoruz. Marvel hayranı olmanıza gerek yok, Xmen'i sevmeseniz bile sadece beyninizi günde bir saat dondurmak istiyorsanız Legion'a bir şans vermenizi tavsiye ediyoruz.

İlk Sezon Fragmanı