Karanlıkta Çalışmak



Sürekli bir ilerleme halinde olan insanlar gayet iyi bilir. Elektrikler kesikken ders çalışmaya çalışmak anlamsızdır. Bu yüzden genelde çalışılan ders bir tarafa bırakılır ve uyum sağlamaya çalışılır karanlığa. O zaman ilerleme zamanı değil uyum sağlama zamanıdır. Her şeyin karanlıkta yok olacağını bilseniz de; eğer bir ışık görmüyorsanız hayatın öbür ucunda, ne kadar çabalarsanız çabalayın mutlu olamazsınız. Uzaklar ve yakınlar diye kavramlar vardır insan hayatında. Bazıları için gereksizce önem taşır bunlar, bazılarıysa hiç önemsemez her şey ölçümlerden ibaret olsa da. İşte bu önemsemeyenler, karanlıkta ders çalışmaya çalışanlar gibidir. Bu kişiler önemli bir şey yaptıklarını sanmaktadırlar. Çatıya çıkıp tüm dünyayı görebileceklerini düşünen çocuklar gibi, yaptıklarının bir anlamı olduğunu düşünürler. Oradaki, karanlıktaki kişiye ısrarla ulaşmaya çalışır, o silüette bir şeyler ararlar. Görmedikleri şeyin bir gülümseme, bir sevgi belirtisi olduğunu düşünerek rahatlarlar. Sırf böyle yaptıkları için de elektrikler gelmez, tenezzül etmez teşrif etmeye. Elektrik, oraya geldiğinde her şeyin daha kötü olacağını bilmektedir çünkü. En ufak bir göz kırpma hareketi bile olmaz. Karanlık iyidir o ders çalışmaya çalışan çocuk için bile. Kendine gelen mektupları önemsemez elektrik, yağmur nasıl kendine yapılan duaları önemsemezse. Mevsimler gelir, mevsimler geçer; karanlıkta ders çalışan,nyaptığının anlamsızlığını kavrar, bunu söyler elektriğe. "Ben ders çalışıyorum burada ama sen üşümüyorsun bile" der. Elektrik yapar yine elektrikliğini, üşümez, önemsemez. Oysa elektrik de, karanlık da, o çocuk da paltosundan çıkmıştır geceleri çalışan bir duvarcının. Çocuk boş bir şekilde konuşmaya, mektup yazmaya, ders çalışmaya devam eder olanca karanlığıyla. Elektrik bilinmez bir şekilde devam eder yokluğuna. Sürekli ilerleyen insanlar süratli bir şekilde devam ederler yollarına. Yol üzerinde bu garip sahneyi görünce de alaycı bir gülümsemeyle; " İşte imkansız bir aşk daha" diye iç geçirerek, amaçlarına doğru yürürler. Sezon sonunda hepsi ortadaki delikte buluşunca, karanlığı öğrenmiş olan çocuğa dönerek "Pişman mısın peki?" diye sorarlar. Çocuk pişman olmamıştır hiç, çünkü eskiden beri umudun olduğu yerde başka hiç bir şey olmaz diye biliyordur o. Karanlık, işte tam o anda anlatmaya başlar hikayenin sonunu. Umut biter, her şey gelir en sonda, herkes mutlu olur. Ama çocuk çoktan gitmiştir ağlayarak.

Yorumlar