The Divine Commedy

İtalyanların ünlü şairi Dante Alighieri'nin 14. yüzyılın başlarında... Bir dakika, biz bunu yazmamış mıydık? Evet, çok iyi hatırlıyorum -ilk yazılarımdan biriydi.

O zaman değişik bir şey yapalım, günümüz İrlanda'sına (kuzeydeki), Belfast'a dönelim. 1989'dan beri varlığını sürdüren bir müzik grubuna -Wikipedia'ya göre orkestral pop (bizimkinde barok pop yazıyor- ne çok pop varmış bu arada) grubuna dönelim. Onlarca yıldır Neil Hannon etrafında şekillenen bu grup, bazılarınızın hiç duymadığı, bazılarınızın ise bir iki farklı şarkı ile haberdar olduğu Divine Commedy.
Aslında yakından bakınca Dante'yi biraz andırıyor Neil Hannon. Kendisi grubun kurucusu ve 29 yıldır değişmeyen tek üyesi. Fazla iyi bilinmeyen bir grup dedik Divine Commedy için ama hemen hemen her güzel İrlandalı gibi Neil Hammond'un da bir kitlesi var. Özellikle sesi çok etkileyici. Benim grupla ilk defa tanıştığım Our Mutual Friend şarkısından da anlayabilirsiniz. Adeta Oscar Wilde havası var şarkılarda. Nedense İngiliz deyince hep Oscar Wilde gelir aklıma ve bu şarkı da tam olarak uyuyor aslında.
Bu şarkıdan başka ne anlayabilirsiniz peki? Evet, grubun şarkılarını da Neil yazıyor ve olağanüstü sözleri var. Grubun ismi gibi edebiyatla bağlantılı çoğu- adeta şarkılar değil hikayeler/şiirler dinliyoruz Neil Hannon'un beyninden. Tabi arka planda mükemmel bir orkestral müzik var. Ve yine Oscar Wilde geliyor benim aklıma.

Kısaca Grubun tarihine değinelim. O kadar çok üyesi var ki Hannon dışında belki sadece uzun süre kalan baterist Darren Allison ve bas gitarist Bryan Mill'den bahsetmek gerekir. The Divine Comedy nispeten başarısız ilk albümlerinden sonra 93'te çıkardığı “Liberation” albümüyle tanımaya başlamış. Birçok edebiyat göndermesi var bu albümde. Çehov'un “Üç Kızkardeş”iyle aynı bir şarkı bile var.
1994'te Pronomade adlı bir konsept albüm çıkarmışlar iki aşığın geçirdiği bir gün üzerine kurulan. Beğenilmiş genelde; Don't Look Down, The Summerhouse, Tonight We Fly gerçekten kaliteli şarkılar. Booklovers'ta edebiyat göndermeleri devam ediyor. 1996'daki Casanova albümüyle geliyor istenen başarı da. İlk şarkı “Something for the Weekend” Hello ile başlıyor. Son şarkı “The Dogs & the Horses” da Goodbye ile bitiyor. Listelerde üstlere tırmanmaya başlıyor şarkılar yavaş yavaş.


1998'de Kristofr Kieslowski'nin benzer isimli filmine gönderme yapan “Aşk Hakkında Kısa Bir Albüm” ve yine aynı yıl çıkan “Fin de Siecle” albümlerinin de büyük ilgi gördüğünü söylemeye gerek yok. Açılış şarkıları "Generation Sex" ve 1970'lerinin TV dizileri müziiği tadında "National Express" bu ikinci albümün hita şarkıları.


1999'daki bir toplama albümünün ardından 2001'de Regeneration'la grup sürekli yeniden doğmaya başlıyor, üyeler değişiyor, şarkılar değişiyor, nispeten daha karanlık bir albüm çıkıyor ortaya - Radiohead/Muse tarzı biraz. Bad Ambassador akılda kalan şarkı.
Ve 2004 – Absent Friends, yine o başta bahsettiğim Oscar Wilde havası. Zaten ilk şarkı olan "Absent Friends"ın sözleri arasında “Oscar wilde was a lonely child ibaresi” de geçiyor. Diğer şarkılardan “Come Home Billy Bird” ve yukarıda bahsettiğim “Our Mutual Friend” var göze çarpan.
2006 yılında Victory for the Comic Muse, 2010'da çıkan The Bang Goes the Knighthood ve yakın tarihli Foreverland grubun ve Neil Hannon'un diğer albümleri. Bunlar için şu şarkılar güzel demek istemiyorum açıkçası. Her açıdan güzel şarkılar tamamı. Ama Spotify ile tanıdığım bu şarkıyı bırakabilirim buraya belki sözleri ile birlikte.
Back in the day you had been part of the smart set
You'd holidayed with kings, dined out with starlets
From London to New York, Cap Ferrat to Capri
In perfume by Chanel and clothes by Givenchy
You sipped camparis with David and Peter
At Noel's parties by Lake Geneva
Scaling the dizzy heights of high society
Armed only with a cheque-book and a family tree
You chased the sun around the Cote d'Azur
Until the light of youth became obscured
And left you on your own and in the shade
An English lady of a certain age
And if a nice young man would buy you a drink
You'd say with a conspiratorial wink
"You wouldn't think that I was seventy"
And he'd say, "no, you couldn't be!"
You had to marry someone very very rich
So that you might be kept in the style to which
You had all of your life been accustomed to
But that the socialists had taxed away from you
You gave him children, a girl and a boy
To keep your sanity a nanny was employed
And when the time came they were sent away
Well that was simply what you did in those days
You chased the sun around the Cote d'Azur
Until the light of youth became obscured
And left you on your own and in the shade
An English lady of a certain age
And if a nice young man would buy you a drink
You'd say with a conspiratorial wink
"You wouldn't think that I was seventy"
And he'd say, "no, you couldn't be!"
Your son's in stocks and bonds and lives back in Surrey
Flies down once in a while and leaves in a hurry
Your daughter never finished her finishing school
Married a strange young man of whom you don't approve
Your husband's hollow heart gave out one Christmas Day
He left the villa to his mistress in Marseilles
And so you come here to escape your little flat
Hoping someone will fill your glass and let you chat about how
You chased the sun around the Cote d'Azur
Until the light of youth became obscured
And left you on your own and in the shade
An English lady of a certain age
And if a nice young man would buy you a drink
You'd say with a conspiratorial wink
"You wouldn't think that I was seventy"
And he'd say, "no, you couldn't be!"


Abarttım diye düşünüyor olabilirsiniz, ama gerçekte fark edeceğiniz gibi asıl abartan Neil Hannon. The Divine Commedy dinlerken yalnızca kaliteli bir orkestral müzik dinlemiyorsunuz, son yılların en büyük şairlerinden biriyle tanışıyorsunuz. Eski albümlerinin ekmeğini yiyen birçok grubun aksine hala bir şeyler yapıyor The Divine Comedy ve gerçekten güzel yapıyor. Ama ben Casanova albümünden bir şarkı ile bitireceğim yazıyı, Alfie filmine gönderme yapan bir şarkıyla.

Yorumlar