Bulgakov-Şeytani




Bulgakov'un Usta ile Margarita'sının çizgi roman uyarlamasını saymazsam okuduğum ikinci kitabı Şeytani. Roman sayılmaz, biraz uzunca bir öykü bu. Genç Bir Doktorun anılarında "Bu kitap için Bulgakov'un yazım tarzını yansıtmadığı söyleniyor" demiştim. Bu hikaye tam olarak Bulgakov gibi geldi bana.

Kitap Aziz Nesin hikayeleri tarzında başlıyor. Klasik bir bürokrasi eleştirisi okuduğunuzu sanıyorsunuz. Daha sonra, 2-3'üncü bölümlerde olay Kafkalaşıyor. Başka bir incelemede bahsedildiği gibi kendinizi Dava'nın içinde buluyorsunuz adeta. Anlamsız koridorlarda anlamsız insanlarla anlamsızlaşıyorsunuz gitgide. Sonra olaylar gelişiyor ve kitap bitiyor demek isterdim ama olaylar gitgide daha çok Kafkaesk (iyi ki zamanında icat edilmemiş bu kelime, her şeyin yerine kullanabiliyoruz) bir hal alıyor. Sanki bir rüyanın içine giriyoruz.

Oldukça hareketli bir kitap, Korotkov gibi siz de duramıyorsunuz yerinizde. Ben saçmayı seven birisi olarak yedinci bölümden sonra koptum biraz olaydan. Sanki Bulgakov bakalım nereye kadar dayanabilecekmişiz gibi yazmış bu hikayeyi. Her bölüm daha da saçmalaşıyor. Sonlara baştaki mülayim Korotkov'un bile çıldırdığını fark edemiyorsunuz, çünkü kimin Kobolkov, kimin Kalotski, kimin Korotkov olduğunu çoktan kaybetmişsiniz. Bitince çılgın bir rüyadan uyanmış gibi rahatlıyorsunuz sanki.

Kitap genel olarak sistem eleştirisi ama o dönem Rusyası için yazılan, bizim anlayamadığımız epey gönderme olduğunu da düşünüyorum. Bir kaç tanesini çevirmen dipnotlarla bize ulaştırmaya çalışmış. Çeviri için kötü diyemem, elinden geleni yapmış ama bu kadar kısa bir kitapta, bu kadar yoğunlukta atladığı bir şeyler vardır gibi geliyor bana. Kitabı tekrar okusam bile yeni bir aydınlanma yaşar mıyım bilmiyorum. Sonuçta farklı bir deneyim yaşama, Usta ile Margarita için hazırlık kapsamında ve Bulgakov'u tanımak için okunabilecek bir kitap.

Yorumlar