Russell- Dünya Görüşüm







Bernard Russell'ın kitabı - aslında bir söyleşisinin kitaplaşmış hali sadece bu- adından da anlaşılacağı gibi dünya görüşünü anlatıyor. Yazara belirli başlıklarla ilgili (Felsefe, Din, Savaş/Barış, Komunizm/Kapitalizm, tabu Aklakı, Kudret, Mutluluk, Ulusçuluk, Kişinin rolü, Dargörürlülük, Hidrojen Bombası ve İnsanlığın Geleceği) sorular soruluyor ve bunlara cevap veriyor Russsell. 1876-1970 yıllarında yaşamış, Dünya Savaşlarını, Soğuk Savaşı tam manasıyla geçirmiş bir İngiliz aristokratı Bertnard Russell. İngilterenin ilk savaşa girmemesi için çabalamış ve hapis yatmış. Aynı zamanda 20 yüzyılın en önemli filozoflarından biri, hatta yirminci yüzyıl felsefesine yön verenlerden biri demek daha doğru olur. Bu kitapta da oldukça yüzeysel olarak Russell'ı ve dünya görüşünü öğrenebiliyor insanlar. Genel kafa yapısını bu ve diğer kitaplardan yapılan alıntılardan bulabilirsiniz. Gerçekten zihin açıcı şeyler var çoğu kimse için. Şu konuda şöyle düşünüyor, bu konuda böyle düşünüyor dememin bir mantığı yok ayrıca. Görüşlerinin hemen tamamı, katıldığım şeyler benim de. Ama bu kitap nezdinde bir şey söylemek istiyorum sadece. Kitaplar, romanlar, düşünceler her zaman bulundukları çağ için yazılır bence. Birisi için yazdıklarına bakarak, ne kadar ileri görüşlü bir insan diye düşünebilirsiniz elbette. (Tarih tekerrür eder diye bir söz var zaten, göreceli de olsa) Kendinizden bir şeyler bulabilirsiniz. Ama, örneğin, Dostoyevski Yeraltından Notlar'ı sizin için yazmamıştır. Türkiye'de, yirmibirinci yüzyılda birisinin, O'nu tabletinden okuyup kendinden bir şeyler bulacağını düşünmemiştir bile. Emily Dickinson, benden kaçmamıştır o şiirleri yazarken. Bertnard Russsel olsun, Nietzche olsun, ya da putlaştığımız başka bir karakter, şu anki koşullardan haberleri yoktur hiçbirinin. Sizi, beni günümüz insanını bilemezler. Onların döneminde internet yoktur, okunacak, bilinecek bu kadar çok şey yoktur, tanınacak bu kadar çok insan yoktur. Bu kadar çok saçma, ya da mantıklı görüş yoktur kafalardan çıkan.On onbeş yıl önce doğan çocuklarımıza komunizm bir şey ifade etmiyor artık. Ya da islamiyet öncesi arapların kızlarını gömmeleriyle ilgilenmiyoruz biz, şu anki kızlarımız önemli bizim için. Sonuçta değerli insanlar bunlar, tarihe altın harflerle yazılacaklar belki. Dünyanın şu anki durumu yüzünden suçlayamayız ama hiçbirini. Onları yanlış yorumlayan bizler sorumluyuz aslında dünyanın bu durumundan iyi ya da kötü. Herkesi ilahlaştırmaya çok meyilliyiz, kendilerinden bağımsız olarak. Kitapları, kişileri, fikirleri bulundukları çağa göre değil; kendimize, kendi zamanımıza göre yorumluyoruz. Bu insanların kitabından hoşumuza giden süslü bir bilgi alıyoruz ve hayatımız pahasına savunuyoruz belki de. Din ya da felsefe ya da sadece sevdiğimiz bir şey hayatımız oluyor birden, ideallerimiz oluyor, gözümüz başka bir şey görmüyor. Değil ama, biz aynı yüzyılda hatta aynı bin yılda bile yaşamıyoruz belki onları anlatan insanlarla. Bertnard'ın kitabında bir şey var bulduğu tasalanmaya, mutsuzluğa karşı, yeri gelmişken söyleyeyim. En kötü ihtimali düşünüyor başta, sonra yüz yıl sonrasını düşünüyor ve bu sorunun en ufak bir önemi olmayacağının farkına varıyor. Öyle, nasıl şu andaki problemlerimiz, sıkıntılarımız; belki yüz belki yirmi yıl sonra bir anlam ifade etmeyecekse, bin yıl önceki görüşler de şu an için o kadar önemli olmasa gerek. Neyse, yeterince, saçmaladım heralde. Bu kitaba gelirsek, Bertnard Russell'ı sadece tanımak isteyenlere tavsiye edebileceğim bir kitap. Diğer kitapları ya da görüşlerini içeren yazı/makaleler anlamanıza yardımcı olacaktır bu değerli insanı. Diğer şeyler gibi bu inceleme de, tabi ki, sübjektif. Teşekkürler.

Yorumlar