Kamu Spotları -1






Kıyıya doğru yürüyorum yavaş yavaş. Esiyor, üşüyorum. Sıcak deniz, serin rüzgar. Altım üstüm farklı, garipsiyorum. Sıcaktan soğuğa doğru parça parça geçiyorum. Ani derinleşmeler yok burada. Garip bir şey yok, her şey normal. Her zaman olduğu gibi. Olmasa mıydı acaba? Sadece ayaklarım kaldı sıcak. Terliklerimi arıyorum, orada işte, insanlar var kumsalda. Oynayan çocuklar, güneşlenen kadınlar. Fazla erkek yok bu saatte. Ben niye buradayım diyorum birden? Garipsiyorum kendimi o toplumda. Hatırlıyorum ama hemen, kaçtım işten hastaneye gidiyorum diye. Bir de beceremem diyorsun diyordu Selma. Beceremem normalde de, zaten buradan hastaneye uğrarım sonra, kendimi bile kandıramıyorum, inanmamıştır kesin Salim Bey de. Selma niye girmedi ki denize, geleceğim demişti. Bekledim suda o kadar. Neredeydi? Bakıyorum etrafa. Aynı görüntü, oynayan çocuklar, güneşlenen kadınlar. Garip bir şey var galiba. Ama anlamıyorum ne olduğunu. Klasik bir sahil teması başka bir şey yok ki. Evet ama Selma da yok? Nerede bu kız? İki dakika duramaz ki yerinde. Yerimiz neredeydi ki hem? Baktım etrafa tekrar, oynayan çocuklar, güneşlenen kadınlar. Aynı her şey, yerimiz yok ama. Havlu da yok tabi. Başkasına mı kaptırdı bu Selma yeri. Tuvalete filan bir yere gitti herhalde. Ama havlular nereye gitti. Anlamıyorum ki, üşümeye başladım. Ne yapsam. Üstüm başım da yok. Şaka yapıyor olabilir mi? Uff, nerdesin Selma ya. İsmi Selma olan birine güvenilmeyeceğini biliyordum en baştan beri. İşte yalan söyletirsen böyle olur. Şu kafeye gideyim de, belki telefonla ararım Selma'yı.

Sevgili vatandaşlar. Sizlere gösterdiğimiz bu videoda dikkatinizi çeken bir şey oldu mu? Saf, masum (Aslında o kadar da masum olmayan) bir vatandaşımız, kız arkadaşı ile birlikte deniz kenarına geliyorlar. Denizden çıkan bu zat kimseyi bulamıyor ve bunun şaka olduğuna inanıyor. Ama eraftaki insanları dikkatle incelemiyor. Eğer inceleseydi bunun sadece kendisine gösterilen görüntü tekrarları olduğunu anlardı. Hiç şüphe yok ki bu vatandaşımız, tutkularının esiri olmuş ve uzaylılar tarafından kaçırılmıştır. Uzaylılara Karşı Durumsal Farkındalık Teşkilatı (UKDFT) olarak sizlere patronlarınıza asla yalan söylememenizi, Selma ismini veren kızlara güvenmemenizi ve denizden çıktıktan sonra  etrafınızı daha detaylı bir şekilde incelemenizi tavsiye ediyoruz.

Hayvanat bahçesine bu ilk gelişim değil, ama daha önce bu hayvanları hiç bu kadar sakin görmemiştim. Bak şu köşedeki şempazelere, sanki mahalle kahvesinde okey oynuyorlar. Ya şuradaki leopar, yürüyecek hali yok. Bizim zamanımızda hayvanat bahçeleri daha şenlikli geçerdi çocuklar. Yarasalar her daim uçardı üzerimizden, batman gibi hissederdik. Yılanların olduğu camekanlı alan vardı. Çok korkardı herkes, yılanlar insanların üzerine atlardı ama cam ayırırdı bizi. Hani Harry Potter'daki gibi. Oradaki yılan bile vardı biliyor musunuz? Filler koşunca tüm hayvanat bahçesi sallanırdı. Heyecanlı ama eğlenceliydi. Şimdi her şeyde olduğu gibi, burası da sıkıcı. Bakın şuradaki gergedana, bana kötü kötü bakmanın haricinde bir şey yapmıyor. Gerçekten çok pis bakıyor bu gergedan bana. Daha önce böyle bir şey görmemiştim, sanki kız kardeşini öldürmüşüm gibi. Uzaklaşalım hadi, çocuklar. Nereye kayboldunuz yine, kendi kendime mi konuşuyorum ben ne zamandır? Hep söylüyorum benden ayrılmayın diye ama dinleyen kim? Şimdi işin yoksa ara dur.

Bu videoda da; klasik, yeryüzündeki canlıları kontrolleri altına alarak dünyaya hakim olma hevesindeki bir uzaylı ırkı senaryosunu izledik. Tecrübeli gözlerin dikkatinden kaçmayacak belirtiler tüm videoya dağılmış durumdaydı. Ama sizin fark edememiş olma ihtimalinize karşı bir tanesinden kısaca bahsetmek istiyorum. Bakın şu köşedeki hayvanat bahçesi temizlik görevlisinin elindeki kitabı fark ettiniz mi? Evet, yanlış görmediniz. Uzaylıların bizi sürekli gözlediklerinin farkındayız. Ama yapılan bazı küçük hatalar, mesela ülkemizde bir hayvanat bahçesi temizlik görevlisinin, değil Heidegger'den Varlık ve Zaman, içinde resim olmayan herhangi bir kitap okuma şevkinin bulunmadığı gerçeğini göz ardı etmeleri, iştahımızı kabartacak bir hata yapmalarına sebebiyet veriyor.  UKDFT olarak sizleri uzaylılar karşı, en temelden itibaren bilinçlendirmek istiyoruz. Bu kapsamda gerekmedikçe hayvanat bahçelerine gitmemek, yakınlarımızı göz önünden ayırmamak, hayvanat bahçesi temizlik görevlilerine karşı her zaman müteyakkız bulunmak ve maymunlara yem atmamak çok önemli. Harry Potter ile ilgili film/kitap veya posterleri gördüğünüz yerde imha etmek de işe yarayabilir.

Evet doktor bey, ne zamandır uzak bir yerlere gidiyorum geceleri. Ait olmadığımı hissettiğim bir yer. Rüya gibi, ama sanki değil de.  Olanaksız şeyler rüyalarda olduğu için sadece bunun da bir rüya olduğunu düşünüyorum. Ama beynimin sağ yanı bütün bu olanları yaşadığımı söylüyor bana. Ya mantıklı olacağım ya da  aklımı hiçe sayarak gördüklerimi araştırmaya başlayacağım demiştim en başta. Tabi ki mantıklı birisiyim ben, bir eşim bir de kızım var. Saygın bir yerde çalışıyorum. Böyle şeyler bana yakışmadığı için rüya dedim hep ve görmezden geldim. Ama ben görmezden geldikçe periyotlar arttı ve size gelmeye karar verdim. Sanki bir uzaylı komedisinde yaşıyorum. Kimseyle konuşamıyor kimseye anlatamıyorum, ama çok korkuyorum. Hatta sizin içinizden de mavi (evet beni kaçıranlar yeşil ve kısa boylu değil) bir yaratık çıkacak diye ölüyorum şu anda. Her gece her gece değişik yerlere taşınarak, üzerimde deneyler yapılmasından bıktım. Ne yapacağımı bilmiyorum artık, ne olur bütün bunların bir rüya olduğuna inandırın beni doktor bey. Gülüyorsunuz, yoksa bir şeyler mi biliyorsunuz? Cevap verin bana.

Sevgili izleyiciler. Kurumumuzun kuruluşundan beri vurguladığımız en önemli husus hiç kimseye güvenmemeniz gerektiği. Bu kimse, özellikle bir psikolog ya da psikiyatristse, sizi kötü emellerine alet etmek için bir an bile vakit kaybetmeyecektir. Burada da uzaylılar tarafından üzerinde bir takım deneyler yapılan masum vatandaşımız, tabiri caizse, yağmurdan kaçarken doluya tutuluyor. Başvurduğu şahsın uzaylı olması yüksek bir olasılık. Olmasa bile uzaylılardan daha tehlikeli birine benziyor meslek itibariyle. Psikolog ve psikiyatristlerin itlaflarıyla ilgili tekliflerimiz halen yasama organında görüşülmekte. Ama bu şahıslar, ne yazık ki, kanun boşluklarından faydalanarak halen aramızda başıboş şekilde dolaşarak meslek dedikleri o ahlaksızlık ve sahtekarlık faaliyetini icra etmekteler. UKDFT size tekrar ediyor. Uzaylılara, psikologlara ve psikiyatristlere asla 100 metreden fazla yaklaşmayınız. Burada gösterilen vatandaşımızın durumu size  ders olsun.

Bugünkü bilinçlndirme faaliyetlerinden sonra tüm vatandaşlarımızdan beklentimiz, vurguladığımız hususların özellikle tekrar edilmesi ve herhangi bir uzaylı istilasına karşı sürekli uyanık kalınmasıdır. Sloganımızı aklınızdan hiç bir zaman çıkarmayınız. MÜTEYAKKIZ OLMAK, UZAYLI OLMAKDAN EVLADIR.

Yorumlar