Duvar Yazıları - 30


Uzun büyük duvarlar yaptığı günler eskide kalmıştı. Artık bütçe fazla değildi. Bölmek zorundaydı her şeyi. Küçük sade şeyler yapıyordu. Kendine bir şey ifade etmeyen şeyler. Dünyadaki herkes böyle mi acaba diye çok düşünmüştü bir zamanlar. Sonra bunu anlamak için dolaşmaya başladı komple dünyayı. Tüm dünyadaki duvarcıları görmek istiyordu. Herkes nasıl şeyler yapıyordu? Avrupada genel olarak klasik duvarlar gözdeydi. Hadriandan sonra fazla ileri gidememişlerdi fazla. Güldü geçti. Afrika da aynıydı onca yıllık özgürlük savaşlarından sonra bile. Siyahlar kendi etraflarına duvar örüyorlardı , beyazların göz zevklerini bozmamak için. Uzaklaştı koşarak Amerikaya doğru. Kuzeyde koca koca duvarlar gördü, ihtişamlı ama çirkin. Güneye indikçe güzelleşti ama her şey. Küçüldü , renklendi. Keşke bir sevgilim olsa da onla gelseydim buralara diye düşündü . Avustralyaya geçerken güney kutbuna da uğradı , buzdan duvarları gördü kendininkine benzeyen. İnsana özgü değil diye düşündü. Duvar ilk olandı ve her zaman olacak. Avustralyada çok şaşırdı. İnsanlar sevmiyordu duvar yapanları burada. Başta kızacaktı ama insanların gözündeki mutluluğu görünce vazgeçti Yavaş yavaş uzakdoğuya doğru hareket etti. Çinde ustalarını gördü göç eden. Hepsini tek tek ziyaret etti. Saygılarını sundu. Hindistanda farklı bir türünü gördü duvarcılığın, sevmiyordu ama onları da kıramadı, ordan da bir şeyler aldı. Ortadoğuya gelince de insanlardan yapılan, harcı kan ve çocuklar olan duvarlar gördü. Bu kadar gün sonra ilk o zaman utandı kendinden, işinden ve coğrafyasından. Bir şeyler anlamaya çalıştı. Olmadı. Kaçtı oradan da , ülkesine de dönmedi . en mutlu olduğu yere gitti. Belki bekleyen birileri vardır diye. Kuzey kutbunda büyük duvarlar yapmaya başladı tekrar, yalnızdı hiç olmazsa artık. Görmüyordu artık farklı şeyleri , istemiyordu da. Sonsuza kadar burada kalacaktı. İsteyen gelir bulurdu onu burada da. Kuzeyde yapılan duvar, aşağısı tükense de, kalırdı sonsuza kadar hem. Geceleri uzun sürüyordu burada evet, ama artık o gecelere layık duvarlar yapabiliyordu kimseye hesap vermeden. Yuvası burasıydı artık.  Ve bir gün birileri gelecekti, emindi. Onu ve duvarını görmeye.

Yorumlar