Adsız Başlangıçlar-1



Bazı geceler gökyüzüne bakıp yıldızları seyrederdi çocuk. Üzerinde on milyonların anlaştığı gibi geceler ayrı bir güzeldi. Yıldızlara bakıp düşünmeyi çok severdi. Dünyada aynı yıldızlara bakıp düşünen hayal kuran kaç kişi var diye, acaba gökdelenlerin tepesinden de aynı mı görünüyorlar bu yıldızlar, yoksa her bina ayrı yıldız manzarasıyla mı inşa ediliyor en baştan taa? Yıldızlara bakan çocuklar büyüyünce yıldızlara ulaşır mı hiç yoksa yıldızlar büyümüş çocukları kabul etmeyecek kadar kibirli mi? Göz kırpanlar mı daha sempatik, yoksa kayan ve tekrar kayanlar mı daha eğlenceli? Karar vermek onun işi değildi zaten. O sadece hayal kurmayı seviyordu. Kaar verici çok insan vardı gökyüzüne değil önüne bakan. O kararlarda hayal kurma da elinden alınacak diye çok korkuyordu ara sıra. Sonra terar bakıyor, tabak gibi ayı görüyor ve unutuyordu her şeyi. Niye tabak gibi de kar topu değil diye de düşünmüştü bir ara. Sonra erimediği içindir diye sallamış ve uzaklaşmıştı konudan. Oysa ay sürekli eriyor sonra tekrar doluyordu. Pekala da kar topu da olabilirdi. Eskimolar da kar topu oynuyorlar mıydı onun gibi kışın? Ya da zengin çocukları yazın da oynuyor muydu? Yıldızlar onlara da aynı mıydı, yoksa gündüz görebilmeleri için özel aletleri var mıydı? Uzaklardan bir ses duydu. annesi çağırıyordu. Duymamazlığa geldi. Elindeki tek şey buydu çünkü, yıldızlar ve hayaller. Ha bir de kardan ay. Diğer tarafı düşününce ödevini henüz yapmadığı geliyordu aklına oysa. Bu gecenin güzelliğine yakışmayan bir düşünce. Annesi bağıracak, babası kızacak, karar vericiler de alacaklardı hayallerini elinden. Biraz daha yakkından bakınca annesinin kurabiyelerine de benzetti ayı. Hiç de öyle dede gibi bir hali yoktu ayın. İnsan hiç dedesini yer mi ki dedi, dedesi aklına geldi, geçen sene ölmüştü. O yemezdi ama, seviyordu içten içten ters birisi olsa da. Üzülmüştü öldüğüne. Annesinin sesini duydu , yine, kötü düşünceler zaten hep bu sesle başladı diye düşündü. Yıldızlara son bir kez bakıp aşağıya indi.

Yorumlar