Aptal bir ağlamanın hikayesi bu. Başaranlar ve başaramayanlar diye iki taraf var. Güneş çoktan batmış - kafan oldukça yoğun, yeldeğirmenleri gibi dönüp duruyor şarkılar etrafta. O kadar beklemene rağmen alışamamışsın hala. Çıldırmış içinde bir şeyler- dizginlemeye çalışmışsın şu saate kadar. Ne yapacağını bilmiyorsun. Duş alıp uyumakla, intihar arasında gidip geliyor sarkacın. Başaramayacağını biliyorsun ikisini de. Başka bir şey gerekli aslında,zaten bildiğin bir şeyi kabullenmek için bambaşka renkte bir şey. Dört dolaşıyorsun dünyanda odanda sessizce otursan da. Hayallerinde bile iki kişi olamıyorsun bu gece. Tek başında koşuyorsun koskoca trenin içinde. Vaz geçebilir misin? Ne zaman yola çıkmıştın ki? Uzun hayat - her şeyin çaresi var. Yavaş yavaş hayatının yalanlarla dolu olduğunu hatırlıyorsun. Tek gerçek cümleyi hatırlıyorsun sana söylenen. Sarkaç bir daha salınıyor, gölgelerle dolu bir odada açıyorsun gözlerini. Pencere yok ama rüzgar var. Acı çektiğini düşünüyorsun ama hiçbir şeyi bilmiyorsun. Kapının da olmadığını görüyorsun - beyninin içindesin, fark ediyorsun, çıkamıyorsun. Her taraftan üzerine geliyor o. Teslim olmak istiyorsun, ama senin beynin tutan - gerçek dünyada istediğin seni istemiyor. Burada kalmak daha iyi belki. Ama sarkaç yine salınıyor ve gökyüzüne çıkıyorsun. Soğuk epey, gökyüzü soğuk olur biliyorsun, sevecen de olur ama diyorsun. Yalnızları sevmez gökyüzü, yalnız değilim ama ben diyorsun. Yalnızsın öyle hissediyorsan. Dokunmak istiyorsun sana uzatılan ele, yine saçma şeyler görüyorsun, el filan yok, uzatılan bir şey yok. Ay da yok. Tek başınasın, her yer karanlık, her yer soğuk. Sana da sarkacına da demeye kalmadan yatağına düşüyorsun. Telefona uzanıyorsun, arayamayacağını biliyorsun. Ağlamaya başlıyorsun. Sesin duyulmasın istiyorsun , yalnızım zaten diye düşünemiyorsun. Fark edilmesin istiyorsun. Erkekler ağlamaz dinliyorsun, gizli gizli ağlıyorsun. Kolay aslında, zor olan görülmemek, zor olan anlaşılmamak, zor olan hatırlanmamak. Hikayesini yazmak istiyorsun ağlamanın, başaranlar var- başaramayanlar var biliyorsun ta en baştan. Yok diyor o aradaki kalın çizgi - ağlama hikaye edilmemeli sadece yaşanmalı. Ağlayamıyorsun da belki. Kimse görmüyor zaten- "Kelimeler Kafi"yi buluyorsun sonunda o sarkacın en kırık zamanında. Geçiyor şarkı, geçiyor gece, geçiyor ömür. Sen geçemiyorsun sona kadar. Bekliyorsun sadece.
Aptal bir ağlamanın hikayesi bu. Başaranlar ve başaramayanlar diye iki taraf var. Güneş çoktan batmış - kafan oldukça yoğun, yeldeğirmenleri gibi dönüp duruyor şarkılar etrafta. O kadar beklemene rağmen alışamamışsın hala. Çıldırmış içinde bir şeyler- dizginlemeye çalışmışsın şu saate kadar. Ne yapacağını bilmiyorsun. Duş alıp uyumakla, intihar arasında gidip geliyor sarkacın. Başaramayacağını biliyorsun ikisini de. Başka bir şey gerekli aslında,zaten bildiğin bir şeyi kabullenmek için bambaşka renkte bir şey. Dört dolaşıyorsun dünyanda odanda sessizce otursan da. Hayallerinde bile iki kişi olamıyorsun bu gece. Tek başında koşuyorsun koskoca trenin içinde. Vaz geçebilir misin? Ne zaman yola çıkmıştın ki? Uzun hayat - her şeyin çaresi var. Yavaş yavaş hayatının yalanlarla dolu olduğunu hatırlıyorsun. Tek gerçek cümleyi hatırlıyorsun sana söylenen. Sarkaç bir daha salınıyor, gölgelerle dolu bir odada açıyorsun gözlerini. Pencere yok ama rüzgar var. Acı çektiğini düşünüyorsun ama hiçbir şeyi bilmiyorsun. Kapının da olmadığını görüyorsun - beyninin içindesin, fark ediyorsun, çıkamıyorsun. Her taraftan üzerine geliyor o. Teslim olmak istiyorsun, ama senin beynin tutan - gerçek dünyada istediğin seni istemiyor. Burada kalmak daha iyi belki. Ama sarkaç yine salınıyor ve gökyüzüne çıkıyorsun. Soğuk epey, gökyüzü soğuk olur biliyorsun, sevecen de olur ama diyorsun. Yalnızları sevmez gökyüzü, yalnız değilim ama ben diyorsun. Yalnızsın öyle hissediyorsan. Dokunmak istiyorsun sana uzatılan ele, yine saçma şeyler görüyorsun, el filan yok, uzatılan bir şey yok. Ay da yok. Tek başınasın, her yer karanlık, her yer soğuk. Sana da sarkacına da demeye kalmadan yatağına düşüyorsun. Telefona uzanıyorsun, arayamayacağını biliyorsun. Ağlamaya başlıyorsun. Sesin duyulmasın istiyorsun , yalnızım zaten diye düşünemiyorsun. Fark edilmesin istiyorsun. Erkekler ağlamaz dinliyorsun, gizli gizli ağlıyorsun. Kolay aslında, zor olan görülmemek, zor olan anlaşılmamak, zor olan hatırlanmamak. Hikayesini yazmak istiyorsun ağlamanın, başaranlar var- başaramayanlar var biliyorsun ta en baştan. Yok diyor o aradaki kalın çizgi - ağlama hikaye edilmemeli sadece yaşanmalı. Ağlayamıyorsun da belki. Kimse görmüyor zaten- "Kelimeler Kafi"yi buluyorsun sonunda o sarkacın en kırık zamanında. Geçiyor şarkı, geçiyor gece, geçiyor ömür. Sen geçemiyorsun sona kadar. Bekliyorsun sadece.
Yorumlar
Yorum Gönder