1927'de şu an Gdansk olarak Polonya sınırlarında bulunan ama iki dünya savaşı arasında Versay Antlaşması gereğince yarı bağımsız bir şehir devleti olarak kurulan Danzig Serbest Şehri'nde doğmuş Günter. Babası Alman, annesi Polonya asıllı. İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarında, 17 yaşında Nazi Panzer Tümeni'ne kaydolmuş ve savaşa katılmış. 1945'te yakalanmış ve bir yıl Amerikan esir kampında yaşamış. Bu savaş hikayesini 2006'ya kadar açıklamamış.
Savaştan sonra adaptasyon süreci, madende geçmiş Grass'ın. Daha sonra burada aldığı duvarcılık eğitimi ile devam etmiş, arada heykeltıraşlıkla da uğramış savaş sonrası Almaya'da. Arada karaborsacılık, caz davulculuğu, mezar taşı imalatçılığı da yapsa da 1950'lerde heykeltıraş ve grafik tasarımcı olarak çalışmış çoğunlukla, yazı yazmaya da bu dönemde başlamış zaten. 1954'te evlenip çoluk çocuğa karışmış deyip yazarın hikayesini bitirebilirdim burada. Ama o yazdıklarını 1959 yılında yayınladığında yeni bir dünya açılmış Grass'ın önünde.
Danzig Üçlemesi bir şey ifade etmez belki çoğunuza, ama 1959'da çıkan ilk kitabı çoğunluk bir yerlerden duymuştur. Oscar Matzerath isimli küçük insanın İkinci Dünya Savaşı sırasındaki öyküsünü anlatan başta bahsettiğim Teneke Trampet kitabı Günter Grass'a Alman edebiyatının en önemli yazarlarının arasında sokmuş. Büyüyemeyen bir çocuğun belki hastalıklı ama mükemmel anlatımı, güvenilmez anlatıcı kavramını pekiştirmenin yanı sıra, savaşın acımasızlığı ile büyülü gerçekliği bir yerde birleştirmiş. Belki de Pan'ın Labirenti gibi filmlere öncül olmuş.
Kitabın 1979 yılında Volker Schlöndorff tarafından çekilen filmi de kitapla benzer bir şekilde rahatsız edici ama bolca da bağlayıcı. Film, bazı sahneler yüzünden ABD'nin birkaç eyaletinde "çocuk pornosu" etiketiyle yasaklansa da o yıl en iyi yabancı film Oscar'ı ve Altın Palmiye dahil birçok ödül kazanmış. Bu kitabı üçlemenin diğer kitapları olan Kedi ve Fare (1961) ve Köpek Yılları izlemiş. Yazarın diğer önemli eserleri arasında Pisi Balığı, Kafadan Doğumlar, Yüzyılım, Yengeç Yürüyüşü ve Dişi Fare bulunmakta.
1980'lerden beri aktif olarak politikanın da içinde olan Günter Grass, görüşlerini korkusuzca dile getirmekten hiç kaçınmamış. Almanya'nın birleşmesi sırasında, tarihe bakıldığında ayrı kalmanın daha iyi olacağını savunan Grass, İsrail'e nükleer silahları yüzünden yardımın kesilmesi düşüncesi yüzünden bir ara ülkesinde istenmeyen adam olarak bile kabul edilmiş. Barış ve insan haklarıyla ilgili önemli bir figür olmuş son 30 yılda Günter Grass. Waffen-SS geçmişini açıklamasıyla bütün Almanya'da bir aldatılmışlık hissi oluşmuş yazar hakkında, Danzig şehri kendisine verdiği fahri vatandaşlık ünvanını geri almaya kalkmış o dönemde. İsrail de bunu bolca kullanmış yazar karşıtı söylemlerinde. Ne olursa olsun dünya yazarı o cesur ve barışçıl kişiliğiyle kabul etmeye devam etmiş. Okuyucuları asla vazgeçmemiş ondan. 2015 yılında yakın dostu Yaşar Kemal'den çok kısa bir süre sonra hayata gözlerini yumduğunda tüm dünya ile birlikte ülkemizde de birçok seven bırakmış Günter Grass.
1999 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen Grass, genç kuşaklar tarafından yeterince tanınmıyor ülkemizde. Bunun sebebi sadece ilgisizlik değil, uzun süredir yazarın kitaplarının yeni basımlarının çıkmamasıyd. Yakın zamanda (yazarın ölümüyle ne yazık ki) Akılçelen Kitapları tarafından tekrar yayınlanan Teneke Trampet'le en azında Danzig'le özdeşleşmiş bu yazar üzerinden, apayrı bir yolculuğa çıkabileceksiniz. Savaş, hayal gücü, akıl dışılık ve yaşamın kendisini içeren asla pişman olmayacağınız bir yolculuğa...
Yorumlar
Yorum Gönder