Bağırıyordu avaz avaz. Empati yoksunu herif, ne anlarsın sen kadın ruhundan. Uzakta, sarı bir gülün içinde gördüm onu. Tanıdık bir kadın yüzü, sinirli ama. Uçarak yaklaşmaya çalıştım. İtiyordu sesiyle beni. Nerede olduğumu anlayamadan gözden kaybetmiştim., ama sesi hala kulaklarımda yankılanıyor. Bir şarkı vardı, kayıp bir şarkı, ya da kayıp olması gerekiyormuş da sanki benim kulağıma saklanmış. Uyanmadan önce son hatırladıklarım bunlar, yardımcı olabilecek misiniz peki bana?
İlk defa böyle bir rüya duydum, faydalı olabilir. Yüzünde fazla meymenet yok gerçi. Eski kafalı, ser verip sır vermeyen. Böyleleri gelmez normalde bana, en yakınlarına bile anlatmazlar içlerindekileri, rüyalarını aktarmak şöyle dursun. Para için gelmiş belli, ama o gözler içeri almıyor ki beni bir türlü.
Başka bir şey yok değil mi, zaman kazanmam lazım, anlamalıyım kiminle uğraştığımı. Yok, sadece -önemli mi bilmiyorum- uyanınca başım çatlıyor genelde, susuz kaldığımdan herhalde, rüyadayken olduğu gibi Sizce neden doktor bey? Nereden bileyim ben önemli mi , değil mi- doktor da nereden çıktı hem? Böyle toplara girmemek lazım, ne çıkacağı belli olmaz. Öncelikle bir yanlışı düzeltmeliyim, ben doktor değilim, rüya analizcisi beli yaptığım iş için uygun bir isim olabilir. Rüyacı diyenler de var ama. Ama siz Hamit diyebilirsiniz. Susuzluk önemli tabii. Hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmamamız gerekiyor, ama ilk önce bana güvenmelisiniz. Anladığım kadarıyla ilk defa böyle bir yere geliyorsunuz ve bir parça çekingenlik var. Ama emin olun tek amacım size yardım etmek, hem ruhsal, hem de maddi olarak. O yüzden biraz rahatlamanız gerekiyor önce. Kendinizi bırakmanız lazım. Ulan, kasıyor herif kendini. Giremedim hala. Sanki paraların yerini söyleyecek piç.
Ne yapmam gerek Hamit Bey, bırakmak istiyorum ama işte daha önce yaşamadım ki böyle bir şeyi. Evet açılmaya başladı, iş bitince hatırlamayacak zaten hiç bir şeyi. Bakın Timur Bey, Timur'du, di mi? Hayatımı rüyalara adamış birisiyim ben, ilginç rüyalara. Üstelik sizi bunlardan kurtarmak için ödeme bile yapıyorum, ama işbirliğiniz olmadan bunu gerçekleştiremem farkındaysanız. Buraya geldiğinizden sadece eşinizin haberi vardı değil mi?
Aslında hiç düşünmediğim bir şeydi buraya gelmek, eşim ikna etti. Meltem, kendisi sizi internetteki arkadaşlarından duymuş. Israr etti epey, kadın kısmı çok meraklı böyle şeylere. Yani öyle demek istemedim elbette. İstemezsin tabii. Yani sizin yaptığınız işe saygım var tabii ama ne bileyim benim gibi birisine göre değil fazla, hem böyle bir şey yapıp üstüne para almak, kim olsa şüpheye düşer biraz. Ben de gelmeyecektim ama rüyalar dayanılmaz hale geldi artık. Meltem de tehdit etti sonra. Neyse, ayrıntıya girmeyeyim ben daha fazla. Yavaş yavaş gevşiyor, galiba birazdan olacak. Anladım Timur Bey, burada yaptığımız şey tamamen empatik yeteneklerin geliştirilmesi ile ilgili, işte ikimiz de kazanıyoruz işin sonunda, siz o garip rüyadan kurtuluyorsunuz, bense... işte ben de çalışmam için veriler topluyorum, bilim uğruna buradasınız yani. Hazırsanız başlayalım, 4000 TL yolculuk bittikten sonra hesabınıza yatacak. Parayı hatırlatınca uysallaşıyor hepsi. Yavaş yavaş, evet. Bağıran Meltem miydi Timur Bey? Hatırlamıyorsunuz demek. Peki bir fotoğrafı var mı yanınızda, yolculuk sırasında lazım olabilir belki. Tamamen kaybolmak istemem. Nasıl mı olacak, sizi ayrıntılara boğmak istemiyorum. Tamamen güvenli olduğunu bilmeniz yeterli. Ve bir daha görmeyeceksiniz o rüyaları, emin olabilirsiniz.
İnandı hepsi gibi, buraya geldikten sonra ne yapacaktı ki başka. Birazdan bulanıklaşacak görüşünüz, sonra gri bir uykuya dalacaksınız. Ben de aynı anda sizin uykunuza gireceğim. Sorununuzu anlayıp çözmeye çalışacağım. Söylediğim gibi bunlar olurken hiçbir şey hissetmeyeceksiniz. Gri olacak her yer, gri ve boş. Sizin yerinize o dönemi ben yaşayacağım. Bakın kapanmaya başladı bile göz kapaklarınız. Nihayet, az uğraştırmadı adam. Belki gerçekten de uyanır bu diğerlerinin aksine. O Meltem'i de halletmem gerekmez en azından. Zor kadın galiba.
Girmek de zor oldu buna ya, zorlu çıktı herifçioğlu, bulanık hala her yer - nerede adam, ha, köşede sızmış. Ne kokuyor burada, kükürt galiba. Zaten garipti anlattığı rüya da. Farklı şeyler iyi oluyor neyse ki. En son gelen kadında aptal soyut şeylerle uğraşmıştım bütün gece. Çaydan nehirler nedir ya, çay manyağı olmuş herkes. Hiçbir şey alamamıştım, uyanmadı da zaten. Asla bulamayacağım gibi geliyor bazen, böyle insanlar yüzünden. Görüş hafiften açılmaya basladı. 3 dakika oldu, kayıt cihazını çalıştırmam gerek artık.
" Etrafta sarı bir sis var, hayır bir duman. Çürük yumurta benzeri bir koku içinde yavaş yavaş yürüyorum. Yer çekimi yok gibi, istersem uçabileceğim. Deniyorum , evet havadayım, ama yükseldikçe küçülüyorum karınca gibi sanki. İnebilir miyim peki tekrar, evet aşağıda kendi halimdeyim şu anda. Ters-Perspektif tabanlı bir dünya galiba burası (insan rüyalarda oyalanınca bolca, kendi terimlerini oluşturmaya başlıyor). Küçük olmayı yayan olmaya tercih ediyorum ve etrafı yukarıdan gözlemeye başlıyorum.
Sarı dumanın üstünde klasik mavi gökyüzü var - güneş, ay, ikisi de görünüyor. Bir de başka bir şey, galiba bir gezegen var burada, Mars olabilir. Aşağıya bakıyorum sarının arasında bir boşluk var, gerçekten büyük görünüyorlar aşağıda - değişik bir rüya. Canlılar var burada evet, insan olabilir mi bilmiyorum. Sanki gözlük takmam gerek. Mars olduğunu düşündüğüm şeye kaçak bir bakış atıp aşağıya doğru iniyorum, indikçe küçülüyor canlılar, gözlük gerekmiyor belli bir irtifada, net olarak görüyorum artık. Net ve küçük. Hemen hepsi karınca ya da karınca boyutunda insanlar. İniyorum yanlarına, çok küçükler. Ezmemeyi başaramıyorum bir türlü tekrar uçuyorum mecburen, havalanırken bir şarkı söylemeye başlıyorlar. İyice yükselince anlamıyorum ama ne olduğunu şarkının.
Adamın bahsettiği kayıp şarkının bu olduğunu anlıyorum aniden. Anladığım anda şarkının ismini unutuyorum, dilimin ucunda dolaşıyor isim, sonra kaçmaya başlıyor benden. Hızlı olmam lazım yakalamak için. Sanki yakalasam çözeceğim her şeyi. Ama hızlı şarkı olabildiğince. Dumanlı bölgeyi geçiyoruz. Bir çiçek bahçesine geliyoruz. Kocaman çiçekler var yine. Biliyorum küçücükler aslında. Alice gibi bir hap lazım bana ya da kurabiye. İstediğim zaman istediğim gibi olabilmem lazım, çıkarabilmem lazım şarkının adını. Aşağıya dalıyor şarkı, ben de peşinden. Mars artık kayıp bir gezegen, güneşle ay pis pis sırıtıyor ben düşerken.
Yere indiğimizde ben büyüyorum şarkı küçülüyor,çiçekler aynı kalıyor benim gibi. Binlerce farklı çiçek var burada. Sarı gülü bulmam lazım, samanlıkta iğne arıyorum sanki. Burası kükürt kokmuyor, zaten kükürt kokmaz diyor içimdeki mantıklı ses, uzaklaştırıyorum hemen onu - şu an sırası değil. Çiçek kokusu var sadece ama sarı gül kokusunu bilmiyorum. Küçükken sarı güllerim kokusunu öğrenemediğim için lanet ediyorum kendime. Etrafımdaki çiçekler büyümeye başlıyorlar yavaş yavaş. "
Biraz ara vesem iyi olur, çok dolandım bu rüyaya. Nerede şu kumanda, hah. Ee, olmuyor,durmadı. Pause, Stop - çalışmıyor hiç biri. Pili mi bitti, ne saçmalıyorum, yanıyor ışıklar. Yanlış bir şey vardı baştan beri. Hep o şerefsizin yüzünden.Köşede uyuyor hala sinsi sinsi. Uyandırmak lazım aslında, delirsin manyak.Ya da... Kırık rüyalarla ilgili bir şeyler vardı notlarım arasında, onarılması geren rüyalar, bütün diğer rüyaların anahtarı, algının kapılarını açacak. Belki de bu öyle bir rüyadır. Belki de sonuna gelmişimdir yolculuğumun. Bulmam lazım şu çiçeği.
" Tepeye doğru çıkıyorum, ben küçülüyorum çiçekler büyüyor tekrar. Şarkı tekrar çıkıyor karşıma, kaçmıyor ama ben de uğraşmıyorum yakalamak için, gayet sakinim bu kez. Yavaş yavaş beni bir yere götürüyor bahçenin sonunda. Şarkıya bırakıyorum kendimi, götürdüğü yere kadar gidiyorum her zamanki gibi. Evet, orada sarı gül, gerçekten güzel. Şarkı yaklaşıyor çiçeğe içine giriyor. Ben de yaklaşıyorum, bir yüz var. Bağırmıyor ama, gülümsüyor sadece. Bakıyorum cebimdeki resme. Hayır Meltem değil. Erkeğe benziyor daha çok. Yaklaşıyorum daha çok, Timur olabilir mi? Benziyor biraz, daha fazla yaklaşmasam daha iyi olur belki ama çekiyor kendine beni çiçek, hayır ben girmek istiyorum, ya da çekiyor bilmiyorum, içinde olabilir mi herşeyin anahtarı? Bilmiyorum, iİyice yaklaşıyorum, Timur da değil bu, tanıdık bir yüz ama. Görüyorum birden,anlıyorum, durmam gerek, basıyorum tekrar kumandaya sürekli, olmuyor çiçek çekiyor beni ben kumandayı atıyorum çiçeğe. Şarkı bangır bangır çalıyor beynimde, biliyorum artık adını, çiçekteki kendime çekilirken mırıldanıyorum gülümseyerek"
Evet doktor bey, aynen anlattığım gibi; kayıp bir şarkı, sarı bir gül, gülün içinde bana bağıran birisi, ama artık erkek. Sizden önce eşimin ısrarlarıyla bir sahtekara gitmek zorunda kaldım. Az daha verecektim ruhumu koltukta. Uyandığımda gitmişti adi herif, paramı da vermedi, yok empatik yolculukmuş da, beni rahatlatacakmış da, yalanın bini bir para. Neyse doktor bey kurtarabilecek misiniz peki beni bu rüyalardan?
Yorumlar
Yorum Gönder