Dört yüz vardı masada oturan
Belirsizdi hepsi ama içecek taşıyan adama
Uzak yerleri düşündüğünden belki
Söylenen şarkıyı da duymuyordu garson
Boyunu aşan şeylereydi şu an ilgisi
Dört değişik insan vardı masada.
Bildik bir şarkı söylüyordu sahnede, güzel olan
Her akşam aynı, aradan sonraki dördüncü
Bazılarını ağlatıp diğerlerini unutturan
Ne zamandır yaşarmamıştı ama kendi gözü
Dört farklı silüet uzaktan seçilen
Tuvaletin yanında çok önemli değil ayrımlar
Rüyalar sadece ama haddini bilen
Başka türlü olmuyor bu yalnız köşede
Alkol, sidik, kusmuk kokusuyla dolu.
Dört adam konuşuyordu masada seslice
Kelimeler yukarıda birbirine karışıp
Etraftaki seslerle ölümüne savaşıyor
Haliyle sonunda gürültüye boyun eğip
Mutfağa kadar dayanamadan sönüyor
Dört ayrı çağ tek bir düzlemde
Gece unutturamamış daha arzularını,
Açıklanamayan bir şey var çevrelerinde
Son şarkılar artık, son kerteler
Kısa susuşlar da başlamış kadehlerde
Dört ayrı son hazırlamış hayat bu masada
Her yolcunun bir kez ölecek ne olursa olsun
Bitmese de gerçek yazarlar mutlu sonla
Ressamlardan bekleniyor son bir oyun
Ben mi, benim sonum çok belli ama
Şarkı bitti, dördümüz de gittik evlere
Geride kalanlar devam etti ama
Sonsuza dek havada tekrarlanmaya
Unutulmuşluklar, çaresizlikler, gizler
Asıl müdavimler, her şey yalan olsa da
Yorumlar
Yorum Gönder