Deli Bal Pelin Buzluk'un ilk kitabı, 2010 yılında bu eseriyle Nabi Nayır
Öykü ödülüne layık görülmüş . Böyle olunca beklenti yükseliyor haliyle.
10 hikayeden oluşan bir konsept kitap bu. Deli Bal hikayelerden birinin ismi değil, Karadeniz bölgesinde çok yenildiğinde insanı delirttiğine inanılan, hatta zehirlenme vakalarının da bulunduğu acı bir bal türüymüş. Kitaptaki on hikaye de tadımlık , kısa hikayeler- hatta karanlık- hatta bazı açılardan sarsıcı. Yazar bu nedenle bu ismi vermiş olabilir öykülerine.
Neden konsept kitap diye düşünüyorsunuzdur herhalde- 10 kısa, genellikle karanlık hikaye yazmış Pelin Buzluk. Hikayelerin hepsinin başında farklı yazarlardan alıntılar var (ya da ithaflar). Hikayeleri de yazarların stilleriyle yazmaya çalışmış Pelin Buzluk. Tüm yazarları okumadığım için bunu ne kadar başarmış kesin bir yargıda bulanmayacağım ama Kafka, Sadık Hidayet, Hasan Ali Toptaş, Saint-Exupary, Füruğ Ferruhzad'a adanmış hikayelerde yazarlardan esintileri ya da göndermeleri hissedebiliyorsunuz birebir. Kafes'de Kafka'nın bir hikayesini okuduğunuzu düşünebiliyorsunuz mesela.
Hikayeler genel olarak sembollerle bezenmiş, çoğu karanlık ve gerçek üstü. Deneysel bir çalışma olmuş sanki. Ama yukarıda bahsettiğim yazarların ortak yanı da imgesel eserler çıkarmaları daha çok. Yani yazar kendi yazımına uygun isimleri seçmiş. Edgar Allen Poe da aklıma geldi, ona adanmış bir hikaye olmamasına rağmen (Gerçi bir hikayede sevdiğini anlıyoruz yazarın kendisini.)
Okumaya değer bir kitap genel olarak Deli Bal, ama Pelin Buzluk'un yazım tarzı hakkında tek çıkarabildiğim imgesel karanlık hikayeleri sevdiği. Bazı hikayeler, tıpkı gönderme yaptığı yazarlar gibi (Sadık Hidayet mesela), bazı kesimlere rahatsızlık verebilir. Ben beğendim ama, elime geçerse diğer kitaplarına da göz atmayı düşünüyorum açıkçası.
10 hikayeden oluşan bir konsept kitap bu. Deli Bal hikayelerden birinin ismi değil, Karadeniz bölgesinde çok yenildiğinde insanı delirttiğine inanılan, hatta zehirlenme vakalarının da bulunduğu acı bir bal türüymüş. Kitaptaki on hikaye de tadımlık , kısa hikayeler- hatta karanlık- hatta bazı açılardan sarsıcı. Yazar bu nedenle bu ismi vermiş olabilir öykülerine.
Neden konsept kitap diye düşünüyorsunuzdur herhalde- 10 kısa, genellikle karanlık hikaye yazmış Pelin Buzluk. Hikayelerin hepsinin başında farklı yazarlardan alıntılar var (ya da ithaflar). Hikayeleri de yazarların stilleriyle yazmaya çalışmış Pelin Buzluk. Tüm yazarları okumadığım için bunu ne kadar başarmış kesin bir yargıda bulanmayacağım ama Kafka, Sadık Hidayet, Hasan Ali Toptaş, Saint-Exupary, Füruğ Ferruhzad'a adanmış hikayelerde yazarlardan esintileri ya da göndermeleri hissedebiliyorsunuz birebir. Kafes'de Kafka'nın bir hikayesini okuduğunuzu düşünebiliyorsunuz mesela.
Hikayeler genel olarak sembollerle bezenmiş, çoğu karanlık ve gerçek üstü. Deneysel bir çalışma olmuş sanki. Ama yukarıda bahsettiğim yazarların ortak yanı da imgesel eserler çıkarmaları daha çok. Yani yazar kendi yazımına uygun isimleri seçmiş. Edgar Allen Poe da aklıma geldi, ona adanmış bir hikaye olmamasına rağmen (Gerçi bir hikayede sevdiğini anlıyoruz yazarın kendisini.)
Okumaya değer bir kitap genel olarak Deli Bal, ama Pelin Buzluk'un yazım tarzı hakkında tek çıkarabildiğim imgesel karanlık hikayeleri sevdiği. Bazı hikayeler, tıpkı gönderme yaptığı yazarlar gibi (Sadık Hidayet mesela), bazı kesimlere rahatsızlık verebilir. Ben beğendim ama, elime geçerse diğer kitaplarına da göz atmayı düşünüyorum açıkçası.
Yorumlar
Yorum Gönder