Birisi var. Her şey normal. Her şey düzgün, mutlu mutlu yaşıyor bu birisi. Sabah uyanıyor, günlük rutinini yerine getiriyor. Nasıl yaşanabilirse öyle yaşıyor hayatını, ne eksik ne fazla. Dikkatli bakarsanız bazen güldüğünü bile görebilirsiniz bu birinin. Bir süre öncesine kadar hep böyle yaşıyordu bu biri. Şu anda da böyle yaşıyor, ya da böyle yaşıyor gibi görünüyor buradan bakınca. Şu ana kadar hiç gözünde yaş görmedim en azından ben- belki gözlüğündendir, ama öyle. Neden bir süre kelimesini kullandım, peki gerçekten her şey aynıysa. Güvenilir bir kaynaktan aldığımız bilgiye göre (Ne kadar güvenilir olduğunu kimse bilmiyor.) bir süre önce bu kişinin gözü garip bir şekilde parlamış. Bu güvenilir istihbarat kaynağının belirttiğine göre o gün uzakta bir yerden farklı bir sinyal almış bu birisi ve gözleri- belki de sadece bir gözü- garip bir şekilde parlamış. Aslında normal bir sinyalmiş bu belki, herkesin hayatında başına binlerce ya da bir defa gelebilecek türde bir sinyal. Ama bu birinin hayatına tutkunun girdiği anmış bu an ve herkes bilir ki bir insanın hayatına tutku girince hiçbir şey aynı olmaz bir daha. Herkes ve güvenilir kaynağımız böyle diyor, ama bu birinin hayatında fazla bir değişiklik görünmemiş normalde. Yine sabah kalkıyor, yapması gereken şeyleri yapıyor, akşam yatıyor. Ama o sinyal hayatına girdiğinden beri sanki bütün vücudunda değişik bir enerji var. Sebepsiz gülümsemeler, kalp ritminde saçma değişmeler, konuşma hızını ayarlayamama, olur olmaz zamanlarla terlemeler ve anlamalandıramadığı vücut hareketleri. Sinyalle beraber daha mutlu olmuş diyeceğim utanmasam, ama tanıyanlar bir şey değişmediğini söylüyorlar hayatında bu birinin. (Fazla yakından tanıyan da yok işin aslı) Yalnız normalde soru sormayan bu birinin son zamanlarda garip sorularla hayatlarını işgal ettiğini de söylemeden geçemiyorlarmış bu tanıyanlar. Nasıl olursa olsun, bu döneme " birinin heyecanlanma çağı" diyor istihbarat kaynağımız. Osmanlı İmparatorluğundaki gibi yükselişten sonra duraklama ve çöküş gelmek zorunda dediğinizi duyar gibiyim. Bu acayipliğinizi görmezden gelerek bu birisinin de; her aptal insan gibi, heyecanlanmadan sonra, duraklama ve depresyon çağına girmesinin kaçınılmaz olduğunu belirteceğim sadece. Hep öyle olmaz mı zaten- ben öyle biliyorum ya da. Neyse bu biri de sinyalin azalmasıyla duraklama dönemine girmiş haliyle, yine bir şey değişmemiş görünürde. Gözle anlaşılamayacak bir miktar yavaşlamış sadece hareketleri. Gözle anlaşılamıyorsa siz nasıl anladınız demezsiniz umarım- her şeye verecek bir cevabımız olduğunu anlamışsınızdır şu ana kadar. Duraklama döneminde o parıltı hala varmış var olmasına, ama gülümsemeleri biraz daha zorakiymiş sanki birisinin. İçindeki o enerji de sıfırlanmış gibiymiş bir parça- yorulduğu okunuyormuş gözlerinden. Ama gülümsüyormuş oralarda bir yerlerde sinyalin olmasından dolayı. Sonra kesilmeye başlamış sinyal, başta kısa periyotlarla. Sonra uzun. Şu anda günde iki üç darbe vuruyor sadece birisine. Birisi, biraz zor olsa da farkına varmış her şeyin. Her şey normal hayatında, her şey düzgün. Sabah uyanıyor, rutinini yapıyor olması gerektiği gibi. Ama gözünde bir şey yok artık. Yo var aslında. Güvenilir istihbarat kaynağımız boş vermişlik, yılgınlık olduğunu söylüyor o kahverengi yuvarlakta. Biz anlamıyoruz şu anda ona bakarak- 1, 2 ya da 20 yıl önceki halinden bir farkı yok aslında. Yaş da yok gözünde, gözlüğündendir belki. Birisinin hikayesi bu. Başladığından beri hiç değişmeyen. Yarın da aynı olacak, öbür günde. Ara sıra işteyken denize doğru bakıyor bu birisi, tıpkı eskiden olduğu gibi. Belki iki üç saniye daha fazla sürüyor bu bakış o kadar. Ne düşünüyor bilmiyoruz, önemi de yok zaten- o sadece birisi. Önemsiz, bizim gibi, sizin gibi, herkes gibi.
Birisi var. Her şey normal. Her şey düzgün, mutlu mutlu yaşıyor bu birisi. Sabah uyanıyor, günlük rutinini yerine getiriyor. Nasıl yaşanabilirse öyle yaşıyor hayatını, ne eksik ne fazla. Dikkatli bakarsanız bazen güldüğünü bile görebilirsiniz bu birinin. Bir süre öncesine kadar hep böyle yaşıyordu bu biri. Şu anda da böyle yaşıyor, ya da böyle yaşıyor gibi görünüyor buradan bakınca. Şu ana kadar hiç gözünde yaş görmedim en azından ben- belki gözlüğündendir, ama öyle. Neden bir süre kelimesini kullandım, peki gerçekten her şey aynıysa. Güvenilir bir kaynaktan aldığımız bilgiye göre (Ne kadar güvenilir olduğunu kimse bilmiyor.) bir süre önce bu kişinin gözü garip bir şekilde parlamış. Bu güvenilir istihbarat kaynağının belirttiğine göre o gün uzakta bir yerden farklı bir sinyal almış bu birisi ve gözleri- belki de sadece bir gözü- garip bir şekilde parlamış. Aslında normal bir sinyalmiş bu belki, herkesin hayatında başına binlerce ya da bir defa gelebilecek türde bir sinyal. Ama bu birinin hayatına tutkunun girdiği anmış bu an ve herkes bilir ki bir insanın hayatına tutku girince hiçbir şey aynı olmaz bir daha. Herkes ve güvenilir kaynağımız böyle diyor, ama bu birinin hayatında fazla bir değişiklik görünmemiş normalde. Yine sabah kalkıyor, yapması gereken şeyleri yapıyor, akşam yatıyor. Ama o sinyal hayatına girdiğinden beri sanki bütün vücudunda değişik bir enerji var. Sebepsiz gülümsemeler, kalp ritminde saçma değişmeler, konuşma hızını ayarlayamama, olur olmaz zamanlarla terlemeler ve anlamalandıramadığı vücut hareketleri. Sinyalle beraber daha mutlu olmuş diyeceğim utanmasam, ama tanıyanlar bir şey değişmediğini söylüyorlar hayatında bu birinin. (Fazla yakından tanıyan da yok işin aslı) Yalnız normalde soru sormayan bu birinin son zamanlarda garip sorularla hayatlarını işgal ettiğini de söylemeden geçemiyorlarmış bu tanıyanlar. Nasıl olursa olsun, bu döneme " birinin heyecanlanma çağı" diyor istihbarat kaynağımız. Osmanlı İmparatorluğundaki gibi yükselişten sonra duraklama ve çöküş gelmek zorunda dediğinizi duyar gibiyim. Bu acayipliğinizi görmezden gelerek bu birisinin de; her aptal insan gibi, heyecanlanmadan sonra, duraklama ve depresyon çağına girmesinin kaçınılmaz olduğunu belirteceğim sadece. Hep öyle olmaz mı zaten- ben öyle biliyorum ya da. Neyse bu biri de sinyalin azalmasıyla duraklama dönemine girmiş haliyle, yine bir şey değişmemiş görünürde. Gözle anlaşılamayacak bir miktar yavaşlamış sadece hareketleri. Gözle anlaşılamıyorsa siz nasıl anladınız demezsiniz umarım- her şeye verecek bir cevabımız olduğunu anlamışsınızdır şu ana kadar. Duraklama döneminde o parıltı hala varmış var olmasına, ama gülümsemeleri biraz daha zorakiymiş sanki birisinin. İçindeki o enerji de sıfırlanmış gibiymiş bir parça- yorulduğu okunuyormuş gözlerinden. Ama gülümsüyormuş oralarda bir yerlerde sinyalin olmasından dolayı. Sonra kesilmeye başlamış sinyal, başta kısa periyotlarla. Sonra uzun. Şu anda günde iki üç darbe vuruyor sadece birisine. Birisi, biraz zor olsa da farkına varmış her şeyin. Her şey normal hayatında, her şey düzgün. Sabah uyanıyor, rutinini yapıyor olması gerektiği gibi. Ama gözünde bir şey yok artık. Yo var aslında. Güvenilir istihbarat kaynağımız boş vermişlik, yılgınlık olduğunu söylüyor o kahverengi yuvarlakta. Biz anlamıyoruz şu anda ona bakarak- 1, 2 ya da 20 yıl önceki halinden bir farkı yok aslında. Yaş da yok gözünde, gözlüğündendir belki. Birisinin hikayesi bu. Başladığından beri hiç değişmeyen. Yarın da aynı olacak, öbür günde. Ara sıra işteyken denize doğru bakıyor bu birisi, tıpkı eskiden olduğu gibi. Belki iki üç saniye daha fazla sürüyor bu bakış o kadar. Ne düşünüyor bilmiyoruz, önemi de yok zaten- o sadece birisi. Önemsiz, bizim gibi, sizin gibi, herkes gibi.
Yorumlar
Yorum Gönder