Değişmişti duvarcı günler geçtikçe, insanlar gittikçe. Ne yapacağını bilmiyordu. Başından beri ilk kez böyle kalmıştı. Duvar yapıyor muydu, farkında bile değildi. Normal bir hayat yaşadığını düşünüyordu herkes, hatta kendisini bile kandırabilirdi gündüzleri. Gidip geliyor, ara sıra gülümsemeyi bile başarıyordu. Ama geceleri? Ne yapacağını bilememişti özellikle ilk gece. İçerisinden bir şeyler gitmişti, duvarı paramparça olmuş kalmıştı. Zamanla alışırsın demişti kendi kendine, ama olmuyordu. Hala ne yapacağını bilmiyordu geceleri yalnız kalınca. Başlangıcını düşündü. Bir buçuk yıl önceydi galiba, var mıydı daha önce, kendisi hiç bilmiyordu. Onunla var olmuştu belki de, ama mecaz mı gerçek mi? Önemli mi peki? Bilmiyordu hiç bir şeyi. Beceremiyordu zaten- Artık o şeyleri de dinlemiyordu, güzel şeyler dinliyordu eskiden, şimdi ise aşk yok olmak çalıyordu her yerde. Öyle miydi peki? Öyleyse niye hala devam ediyordu duvar dikmeye? Neden yok olmuyordu olması gerektiği gibi? Çok zordu bu, ruhu başka bir yerdeyken hiç bir şey yokmuş gibi davranmak. Hiç bir şey olmayacaktı ama, bilincindeydi bunun da. Hatta anlaşsa rüzgarla, tüm duvarı yıksa , kimsenin haberi olmayacaktı. Ya da haberi olmasını istediği fark etmeyecekti hiç bir şeyi. Çünkü yoktu onun için artık. Eee, onun için yoksa başkası için neden olsun ki? Yapması gerekiyordu, bu kez olgun davranacaktı. Her şey bitmiş, sadece kendisi kalmıştı. Aptal bir duvarcıyı kimse önemsemiyordu. O sabah erken kalktı, hiç bir şey yokmuş gibi malzemelerini alıp duvarına gitti. Sanki kendisi değildi bu durumda olan, sahte sahte duvarını yapmıştı kaç haftadır. Merdivenin yanına geldi, Duvarına son bir kez baktı, özlemeyecekti hayır. Hiç bir şeyi özleyemezdi o. Zaten güneş, ay, müzik gibi şeyleri çoktan unutmuştu. Şimdi duvarını da unutacaktı. Esas unutması gereken çıkmıyordu ama aklından. Önemli değil dedi, çıktı basamakları teker teker. Baktı tepeden aşağıdaki insanlara. Kendinden habersiz dönüyordu dünya, mutluydu bazıları, üzgündü bazıları. Yaşıyorlardı ama. Bir yerlerde diye düşündü. Sonra yukarı baktı, ayı gördü. Eskiden okuduğu bir hikayeyi hatırladı. Çocuk ve Ay ile ilgili. Gülümsedi, o da gülümserdi diye düşündü. Zamanı geldi diye düşündü. Son kez baktı aşağıya.
Değişmişti duvarcı günler geçtikçe, insanlar gittikçe. Ne yapacağını bilmiyordu. Başından beri ilk kez böyle kalmıştı. Duvar yapıyor muydu, farkında bile değildi. Normal bir hayat yaşadığını düşünüyordu herkes, hatta kendisini bile kandırabilirdi gündüzleri. Gidip geliyor, ara sıra gülümsemeyi bile başarıyordu. Ama geceleri? Ne yapacağını bilememişti özellikle ilk gece. İçerisinden bir şeyler gitmişti, duvarı paramparça olmuş kalmıştı. Zamanla alışırsın demişti kendi kendine, ama olmuyordu. Hala ne yapacağını bilmiyordu geceleri yalnız kalınca. Başlangıcını düşündü. Bir buçuk yıl önceydi galiba, var mıydı daha önce, kendisi hiç bilmiyordu. Onunla var olmuştu belki de, ama mecaz mı gerçek mi? Önemli mi peki? Bilmiyordu hiç bir şeyi. Beceremiyordu zaten- Artık o şeyleri de dinlemiyordu, güzel şeyler dinliyordu eskiden, şimdi ise aşk yok olmak çalıyordu her yerde. Öyle miydi peki? Öyleyse niye hala devam ediyordu duvar dikmeye? Neden yok olmuyordu olması gerektiği gibi? Çok zordu bu, ruhu başka bir yerdeyken hiç bir şey yokmuş gibi davranmak. Hiç bir şey olmayacaktı ama, bilincindeydi bunun da. Hatta anlaşsa rüzgarla, tüm duvarı yıksa , kimsenin haberi olmayacaktı. Ya da haberi olmasını istediği fark etmeyecekti hiç bir şeyi. Çünkü yoktu onun için artık. Eee, onun için yoksa başkası için neden olsun ki? Yapması gerekiyordu, bu kez olgun davranacaktı. Her şey bitmiş, sadece kendisi kalmıştı. Aptal bir duvarcıyı kimse önemsemiyordu. O sabah erken kalktı, hiç bir şey yokmuş gibi malzemelerini alıp duvarına gitti. Sanki kendisi değildi bu durumda olan, sahte sahte duvarını yapmıştı kaç haftadır. Merdivenin yanına geldi, Duvarına son bir kez baktı, özlemeyecekti hayır. Hiç bir şeyi özleyemezdi o. Zaten güneş, ay, müzik gibi şeyleri çoktan unutmuştu. Şimdi duvarını da unutacaktı. Esas unutması gereken çıkmıyordu ama aklından. Önemli değil dedi, çıktı basamakları teker teker. Baktı tepeden aşağıdaki insanlara. Kendinden habersiz dönüyordu dünya, mutluydu bazıları, üzgündü bazıları. Yaşıyorlardı ama. Bir yerlerde diye düşündü. Sonra yukarı baktı, ayı gördü. Eskiden okuduğu bir hikayeyi hatırladı. Çocuk ve Ay ile ilgili. Gülümsedi, o da gülümserdi diye düşündü. Zamanı geldi diye düşündü. Son kez baktı aşağıya.
Yorumlar
Yorum Gönder