Tek kişinin isminin ön planda olduğu müzik grupları oldum olası itici gelmiştir bana. Bon Jovi'nin bazı şarkıları gayet güzel evet, ama en azından zamanında Axl gibi güzel bir isim koysaydı grubuna daha az piyasa işi olurdu gibi geliyor bana. Bu düşüncem, bir parça büyüyüp Amerikan müzik endüstrisinin içyüzünü az da olsa öğrenince, azaldı tabi ki. Ama o kafadaki aptal önyargı hiç kaybolmuyor. Tabii ki bu yazı Bon Jovi ya da Gun's Roses'la ilgili değil. Hayır Jimi Hendrix de yok işin içinde.
Geçen yıl kaybettiğimiz Tom Petty'nin grubu Tom Petty and the Heartbreakers şimdinin konusu. Hayır hayranları değilim kendilerinin, ("hardcore fan"ı çeviremedim tam olarak) ama elimden geldiği kadar gerçekten hoşuma giden şarkılar yapan bu insanlar hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Şimdi kimdir Tom Petty diye bir soru sorsam, klasik bir edebiyat tutkunu olarak (Bu siteyi takip edenlerin büyük bir kısmı edebiyat tutkunudur diye düşünüyorum, yoksa aklı başında insanın ne işi var bu saatte burada?) Ekim 2017 yılında hayata gözlerini yuman, en bilinen şarkısı "Free Falling" olan, sarı saçlı, Amerikan Gençlik filmlerindeki esas kızın yakasını bırakmayan eski sevgili tipinde bir adam olarak cevaplayacaksınız belki.(Hatırladığınızı varsayarsak)
Aslında, ne yazık ki, benim de kendisiyle tanışmam sizden çok fazla önce olmadı. Spotify Haftalık Keşfinin kazandırdığı güzelliklerden birisi dersem anlayacaksınız heralde çoğunuz. Ama "Free Falling"le olmadı benim tanışmam kendileriyle. İlk dinlediğim şarkıları Breakdown olmuştu (Buralarda yeni olduğum için link ekleme konusunda tereddütlüyüm işin gerçeği, ben yine de şarkının linkini bırakayım buraya - nasılsa uygun olmazsa bu parantez kendini imha eder- Breakdown) Güzel güzel başlamıştı şarkı, ta ki Tom Petty'nin vokali girene kadar:) Adam sanki ağzını kapatıp söylüyordu şarkıyı.(İşte ben de böyle bir müzik eleştirmeniyim) Kapatayım dedim elim gitmedi bir türlü, sonra istemsizce 73 defa daha dinledim şarkıyı.
Adam resmen bağlamıştı bu iki buçuk dakikalık şarkıyla beni. Sonra baştan sona girdim Tom Petty'e ve de kalp kıran dostlarına. Göçmen oldum, Amerikalı kızı düşledim ,sonra azaldı rüyam yavaş yavaş, yapma bana böyle dedim Tom'a. Mary Jane çıktı karşıma dans ettim arsızca Indiana'da onunla. Uçmayı da öğrendim onun sayesinde ve düştüm tabi ki her Tom Petty fanı gibi. Her aşamada yanımdaydı Tom, vazgeçmeyeceğim dedi,kendisine over-rated diyenlere rağmen. Ben bir şey demedim.
İki yıl sonra gidince de bir şey demedim. Çok geç tanımıştım kendisini çünkü. 2017'de öldüğünde, "Bu kim be?" diyenlere, diyemedim- o Refugee'yle titretirken Amerika'yı, ya da Bob Dylan, George Harrison , Ray Orbison'la beraber Traveling Wilburrys denen efsaneyi dünyaya tanıtırken, ya da en azından seksenlerin sonunda herkesin bildiği "Free Falling"i söylediğinde Full Moon Fever albümünde, orada olamadığım için hiç bir şey diyemedim insanlara. Sadece Breakdown'la beraber bozuldum/yıkıldım ben de o gece biraz daha.
Peki şu an niye bu yazıyı yazıyorum, niye Tom Petty akşam akşam, kimsenin umrunda olmadığı bir saatte? Biraz önce bir yerde (Tamam, Songpop oyununda) Mary Jane's Last Dance'i duyunca aklıma geldi ve daha fazla insan bilmeli bu adamı diye düşündüm. Yazının amatörlüğü için gerçek Tom Petty hayranlarından özür dilerim gerçekten (Hardcore fan yine, evet). Umarım bu şarkıyla affettirebilirim kendimi- herkes vahşi çiçekleri sever ne de olsa Wildflowers (Kendini imha edebilecek link tekrar)
NOT: Kendisi hakkında daha detaylı bilgi almak isteyenler için wikipedia sayfası her zaman mevcut ve Türkiye'de Windows ve IOS'dan Wikiwand üzerinden girilebilmekte. (Diğer yöntemleri söylememe gerek yok herhalde)
Yorumlar
Yorum Gönder