Paul Auster günümüz edebiyatının en önemli isimlerinden biri olsa da ülkemizdeki birçok insan tarafından "Cahil" olarak bilinmekte. Cebi Delik kitabı ( Orijinal ismi "Hand to Mouth"- kıt kanaat geçinen gibi bir anlamı var) yazarın gençlik yıllarını anlatan otobiyografik bir eser. 5-6 yıl kadar önce Karanlıktaki Adam'ı okumuş ve beğenmiştim. New York Üçlemesini okumaya/dinlemeye başlamamdan sonra, birçok yerde yazarın hayatıyla ilgili bazı öğelerin bilinmesinin kitaptan alınacak zevki arttıracağı yazıyordu. Bu yüzden Cam Kent'den sonra bu kitabı okumaya karar verdim. Kitapta geçen olaylar 1947 yılında yazarın doğumundan, 1980'lerde ilk romanını çıkarana kadar olan süreyi kapsıyor. 14-15 yaşından itibaren bir tutku olmuş yazarlık onun için. "Yazarlıkta seçmekten çok seçilmiş olursun ve başka bir işe yaramayacağın gerçeğini bir kez kabullenince, çetin bir yolda yürümeye hazır olman gerekir " diyor Auster kitabın başında ve anlatıyor kendi yolunu. Paul Auster hayata erken atılmış ve birçok işte çalışmış hayatı boyunca (Garsonluk, beyaz eşya dükkanı, limonata satıcılığı, bahçıvanlık, metin yazarlığı, çevirmenlik, gemicilik, bulaşıkçılık, oyun yazarlığı, sayım memuru, eleştirmen vb.) Ama bu kitapta bir başarı hikayesi okumuyorsunuz. Paul Auster çalıştığı işin kendisine ayak bağı olmasını istememiş. Şiirlerini, yazılarını yazacak bir boş zaman aramış hep. Bu yüzden de kendini güvende hissedeceği işlerdense, yarı-zamanlı işleri tercih etmiş. Para amaç olmamış hiç bir zaman onun için, birçok insanla beraber çalışıyor kitap boyunca. (Düzeltmenliğini yaptığı Jerzy Kosinski hakkındaki düşünceleri de var kitapta) Porno kitaplara metin yazarlığı bile yapsa (2-3 saat sonra sıkılıp bırakıyor), Vietnam Anayasasını tercüme de etse yazmaya olan tutkusundan hiç vazgeçmiyor. Kitapta Auster'in inatçı ve muhalif kimliği de öne çıkıyor. Karşısına birçok fırsat çıkmasına rağmen görüşlerinden taviz vermiyor. Ara sıra şansı yardım edip dolgun ücretli bir iş ya da bir burs /ödül kazansa da (ki bunların büyük kısmı yahudi olmasından kaynaklanıyor gibi geldi bana, bu konuda önyargım olmasa da) zor günler geçiriyor hep. Sadece hayatını öğrenmekle kalmıyoruz bu kitapta Auster'in, çarpıcı fikirlerini, sade ama akıcı yazımını da görüyoruz. Ben Paul Auster olayına baş koyduğum için mecburen okudum kitabı:) Ama Auster'i tanımak, ya da sadece tutkusunu takip eden bir yazarı okumak isteyen herkesin bir göz atmasında fayda var Cebi Deliğe. Teşekkürler
Paul Auster günümüz edebiyatının en önemli isimlerinden biri olsa da ülkemizdeki birçok insan tarafından "Cahil" olarak bilinmekte. Cebi Delik kitabı ( Orijinal ismi "Hand to Mouth"- kıt kanaat geçinen gibi bir anlamı var) yazarın gençlik yıllarını anlatan otobiyografik bir eser. 5-6 yıl kadar önce Karanlıktaki Adam'ı okumuş ve beğenmiştim. New York Üçlemesini okumaya/dinlemeye başlamamdan sonra, birçok yerde yazarın hayatıyla ilgili bazı öğelerin bilinmesinin kitaptan alınacak zevki arttıracağı yazıyordu. Bu yüzden Cam Kent'den sonra bu kitabı okumaya karar verdim. Kitapta geçen olaylar 1947 yılında yazarın doğumundan, 1980'lerde ilk romanını çıkarana kadar olan süreyi kapsıyor. 14-15 yaşından itibaren bir tutku olmuş yazarlık onun için. "Yazarlıkta seçmekten çok seçilmiş olursun ve başka bir işe yaramayacağın gerçeğini bir kez kabullenince, çetin bir yolda yürümeye hazır olman gerekir " diyor Auster kitabın başında ve anlatıyor kendi yolunu. Paul Auster hayata erken atılmış ve birçok işte çalışmış hayatı boyunca (Garsonluk, beyaz eşya dükkanı, limonata satıcılığı, bahçıvanlık, metin yazarlığı, çevirmenlik, gemicilik, bulaşıkçılık, oyun yazarlığı, sayım memuru, eleştirmen vb.) Ama bu kitapta bir başarı hikayesi okumuyorsunuz. Paul Auster çalıştığı işin kendisine ayak bağı olmasını istememiş. Şiirlerini, yazılarını yazacak bir boş zaman aramış hep. Bu yüzden de kendini güvende hissedeceği işlerdense, yarı-zamanlı işleri tercih etmiş. Para amaç olmamış hiç bir zaman onun için, birçok insanla beraber çalışıyor kitap boyunca. (Düzeltmenliğini yaptığı Jerzy Kosinski hakkındaki düşünceleri de var kitapta) Porno kitaplara metin yazarlığı bile yapsa (2-3 saat sonra sıkılıp bırakıyor), Vietnam Anayasasını tercüme de etse yazmaya olan tutkusundan hiç vazgeçmiyor. Kitapta Auster'in inatçı ve muhalif kimliği de öne çıkıyor. Karşısına birçok fırsat çıkmasına rağmen görüşlerinden taviz vermiyor. Ara sıra şansı yardım edip dolgun ücretli bir iş ya da bir burs /ödül kazansa da (ki bunların büyük kısmı yahudi olmasından kaynaklanıyor gibi geldi bana, bu konuda önyargım olmasa da) zor günler geçiriyor hep. Sadece hayatını öğrenmekle kalmıyoruz bu kitapta Auster'in, çarpıcı fikirlerini, sade ama akıcı yazımını da görüyoruz. Ben Paul Auster olayına baş koyduğum için mecburen okudum kitabı:) Ama Auster'i tanımak, ya da sadece tutkusunu takip eden bir yazarı okumak isteyen herkesin bir göz atmasında fayda var Cebi Deliğe. Teşekkürler
Yorumlar
Yorum Gönder