Sevgili Tanrım
İnanmasam da sana on ikiyi geçtikten sonra
Bayağı çektin çilemi bu zamana kadar
Yağmur yağdığında küçükken artistik yapınca sana
Ben biliyorum allah değil buluttan diye
Çarpmadın beni yıldırımınla.
Aldatıldığımı sandığımda din derslerinde
Lisede tabi, ilkokul değil
Şeytansız bir hapishane ayarladın bana
Islıklarla girmeye korkmadığım
Her türlü şeyi yaptım yasakladığın
Yedim, içtim ,sevdim, sevildim, aldattım, aldandım
Ağladım bazı gecelerde, kimse görmüyordu nasılsa
Kaçırdım gözyaşılarımı gümrük memurlarından,
Hep mutlu bildin beni, sinirlendin de belki
Nasıl oluyor bu densiz, allahsız kitapsız
Yalancı ama umarsız, cüretkar ve tutarsız
Nasıl gülümseyebiliyor bensizliğe rağmen diye
Sevgili Tanrım,
Biliyorsun saat on ikiyi geçiyor
Birazdan kaybolacaksın yine
Onca karanlık içinde her şeye rağmen
Kalacağım ben, yine aynı eski ben
O kadar yaşamışsın onca insanın kalbinde onca sene
O kadar fikir, o kadar çile, o kadar düşünce
Anlayamadın ne yazık ki
Gece olup gözlerimizi kapatınca
Herkes kalıyor tek başına
Ve dünya dönüyor nasılsa on ikiden sonra da
Sabaha görüşürüz, kendine iyi bak
Yorumlar
Yorum Gönder