Dinle dedi en eski dublaj sanatçısı
Dinle ve öğün eserinle
Benim bir şeyim yoktu
Tek çözüm yolumu da anılara bırakmıştım benim olmayan
Karından ve derinden konuşan bir ses
Eskiyi anlatıyordu dublaj sanatçısı kadar
Dinledim korkumdan
Korkunca insanın yapabileceklerinin sınırı yok
Ben dinledim sadece
"O zamanlar daha doğmamıştım ben
Rüzgarlar da eskimemişti insanların dilinde
En parlak yıldız senin için kayıyordu henüz
Güneş başka bir cumartesinin konusu
Hızlı deyince aklımıza siyah geliyordu, kırmızı değil
Kırmızı gitmişti bilmediğimiz bir ülkeye
Oturuyordum karşında en sevdiğim gülüşümle
Doğmamıştım ama
Bu akşam da seyredecek hiç bir şey yok televizyonda
Dedin en alelade, en etkisiz, en bezmiş sesinle
Ne derdin sen olsaydın orada
Yok, dedim ben, televizyon da yok zaten
O zamanlar televizyon daha icat edilmemişti
Siyah beyaz yaşanıyordu ortalama cümleler
Kırmızı götürmüştü diğer renkleri de yanında
Kafiye diye nitelendirilebilecek ne varsa
Hepsi de takip etmişti, tutkulu kavalcıyı
Küçük ortalama cümleler kurmaya devam ettin sen
Vasat, gereksiz yaşamlarımızda
Ben daha yoktum orada
Ama beni sevdiğini sanıyordum
Neden Camus dedin bir ara, hatırlıyorum
Camus daha doğmamıştı o gece
Tüm dünya hummalı bir bekleyişe gebe
Herkes çalışıyor deli gibi renksiz monoton düzlemimizde
İlk ateşi çalarak, gelmemi bekliyordunuz, Camus da, sen de
Bedeli nedir diye sordun bana sabırsızlıkla
Doğmamıştım ben daha
İnsanlık dedim , karından ve derinden
Kimin karnıydı hatırlamıyorum ama gerçekten
Sonunda oldu, seni bıraktığım yere anlattım
Her şeyi fısıldadım insanlığa sen fark etmeden
Bütün şeyler kulak kabarttılar öteki taraftan gelen bu boğuk sese
Kırmızılar, kafiyeler, tüm renkler ve Camus'lar geldi yanına
Söyledim herşeyi, gözlerinizin göremediği kadar
Sonra dünya öyle bir dönmeye başladı ki yalpalayarak
Ben doğdum
Ben doğdum ve hepiniz öldünüz"
Dinledin mi,
Anladın mı,
Beğendin mi yaptığını, dedi
O zamana kadar gördüğüm en zalim surat
Evet ama ben değil dedim
Toplum suçlu
Yorumlar
Yorum Gönder