Bir varmış bir yokmuş
Yokluk kadar eski, Doğuş kadar yeni
Güneş kadar acımasız, Ay kadar cansız
Orman kadar dolu, Dolu kadar boş
Para kadar gereksiz, Ter kadar önemsiz
Gece kadar huzurlu, Gündüz kadar kusurlu
Sevinç kadar sahte, Keder gibi sahici
Rüzgar kadar öksüz, Deniz kadar yetim
Dün kadar sarı, Yarın kadar gri
İnsan gibi az, İnsan kadar çok
Ses kadar muhtaç, Göz kadar yaşlı
Benim kadar aşık, Senin kadar... Senin kadar ben
Rüya kadar berrak, Hayat kadar puslu
Bir masal yaşarmış dünya denen gezegende
Kahramanları herkesin malumu
Olaylar da önemli değil çok fazla
Sonu sadece herkesin bilmek istediği
Elmaları kimin yiyeceği, kızı kimin kapacağı
Bir var olup bir yok olan bu dünyada
Bir dolu bir boş olan bu masal da
Bitmiş tabi sonunda
Elmalar, altınlar, kızlar hepsi paylaşılmış
Herkes sevinmiş, kitaplar bırakılmış
Akşam olmuş, yataklara yatılmış
Başka masallar da anlatılmış gözler kapatılmış
Yıllar geçmiş, yıllar bitmiş
Bir zamanlar kadar üzgün, her zaman kadar yalnız
Eski kadar nezih, Yeni kadar küflü olan bu masal
İçinde unutulan karakteriyle baş başa kalmış
Özlüyor musun onu demiş adama masal
Özlemek kadar sonsuz, Aşk kadar kısa adam
Hiç bir şey diyememiş
Üzmemek gerekmiş çünkü masalda kimseyi
Masal kadar üzgün, Adam kadar çaresiz
Tamam demiş masal, mutlu olacak sonu
Öyle olmalı , masal çünkü bu
Bir daha kimse duymamış konuştuğunu bundan sonra
İlk aşk kadar yeni, Son an kadar hevesli
Bitmiş masal
Çünkü eninde sonunda biter tüm masallar
Sizi anlatsa bile
Yorumlar
Yorum Gönder