Tek ihtiyacımız olan bir parça tuğla. Duvarcı bilindik şarkıları kendine göre çevirmeyi çok severdi. Şarkı dinlemeye nasıl başladığını daha önceden biliyorsunuz herhalde. Son zamanda bayağı fazla şey dinlemişti. En son sympathy diye bir şey öğrenmişti rare earth'den. King crimson'un epitaph ı ile karıştırıyordu ama bu sempatiydi. Sadece diğer insanlar hakkında sempati duymak. Belki dünyanın diğer yarısı hakkında belki de sadece duvarın orada bekleyen kız hakkında. O zaman kırmızı kralın istediği de oluru belki, mezar taşımıza güzel şeyler yazılırdı. Sempati daha önce duvarcının bilmediği duygulardan sadece başka biriydi. Sevgi empati gibi. Başkasına acıma değil, sevme de değil , sadece anlayabilseydi o başkasını, birbirinden nefret eden çoğunluktan biri olmayı belki bırakabilirdi de. Ne olursa olsun , anlayabilmekti belki her şeyin temeli başkasını. Bu başkası bir nazi askeri de olabilirdi- işid militanı da, ya da artık nefret ettiğiniz herhangi biri- duvar bile olabilirdi. Hepsinin bir sebebi vardı sonuçta. Duvarcıya ya da size saçma gelen belki- ama sahibinin önem verdiği bir sebep. Sonuçta o sebebi anlayabilirsem diye düşündü duvarcı, sadece ben değil ama herkes birbirinin sebebini anlamaya muktedir olursa , o sebepler değişebilir belki. Ve insanlar çok küçük olasılıkla birbirinden nefret etmeyi bırakabilir. İşte dünyanın dönmesi için yeterince sevgi olursa belki dünyanın zengin yarısı ya da çeyreği elindekileri kalanlarla paylaşırdı belki ve hiçbir şeye gerek kalmazdı belki. Şarkı değişti , yılan diye bir şey çalmaya başladı. Anarşist yapacaktı bu kız kendini - neler düşünüyordu- az kalsın duvarını yıkmaya gidecekti. Ütopyasının imkansızlığını anladı ve güldü kendine, sempati mi- o eski yunandan beri rüyaların bir parçası olmaktan öteye gidememişti. Dünyanın şu anki haline küfretti- onu bu hale getiren herkese küfretti- nazilere radikal islamcılara, tüm teröristlere küfretti- sonra düzen bozuculara küfretti. En son kıza- hayır ona küfredemedi. Akşam olmuştu. Kapattı tüm şarkıları, orda olur belki umuduyla tekrar yataktan kalktı.
Tek ihtiyacımız olan bir parça tuğla. Duvarcı bilindik şarkıları kendine göre çevirmeyi çok severdi. Şarkı dinlemeye nasıl başladığını daha önceden biliyorsunuz herhalde. Son zamanda bayağı fazla şey dinlemişti. En son sympathy diye bir şey öğrenmişti rare earth'den. King crimson'un epitaph ı ile karıştırıyordu ama bu sempatiydi. Sadece diğer insanlar hakkında sempati duymak. Belki dünyanın diğer yarısı hakkında belki de sadece duvarın orada bekleyen kız hakkında. O zaman kırmızı kralın istediği de oluru belki, mezar taşımıza güzel şeyler yazılırdı. Sempati daha önce duvarcının bilmediği duygulardan sadece başka biriydi. Sevgi empati gibi. Başkasına acıma değil, sevme de değil , sadece anlayabilseydi o başkasını, birbirinden nefret eden çoğunluktan biri olmayı belki bırakabilirdi de. Ne olursa olsun , anlayabilmekti belki her şeyin temeli başkasını. Bu başkası bir nazi askeri de olabilirdi- işid militanı da, ya da artık nefret ettiğiniz herhangi biri- duvar bile olabilirdi. Hepsinin bir sebebi vardı sonuçta. Duvarcıya ya da size saçma gelen belki- ama sahibinin önem verdiği bir sebep. Sonuçta o sebebi anlayabilirsem diye düşündü duvarcı, sadece ben değil ama herkes birbirinin sebebini anlamaya muktedir olursa , o sebepler değişebilir belki. Ve insanlar çok küçük olasılıkla birbirinden nefret etmeyi bırakabilir. İşte dünyanın dönmesi için yeterince sevgi olursa belki dünyanın zengin yarısı ya da çeyreği elindekileri kalanlarla paylaşırdı belki ve hiçbir şeye gerek kalmazdı belki. Şarkı değişti , yılan diye bir şey çalmaya başladı. Anarşist yapacaktı bu kız kendini - neler düşünüyordu- az kalsın duvarını yıkmaya gidecekti. Ütopyasının imkansızlığını anladı ve güldü kendine, sempati mi- o eski yunandan beri rüyaların bir parçası olmaktan öteye gidememişti. Dünyanın şu anki haline küfretti- onu bu hale getiren herkese küfretti- nazilere radikal islamcılara, tüm teröristlere küfretti- sonra düzen bozuculara küfretti. En son kıza- hayır ona küfredemedi. Akşam olmuştu. Kapattı tüm şarkıları, orda olur belki umuduyla tekrar yataktan kalktı.
Yorumlar
Yorum Gönder