Bazen oturup birşeyler yazmak istiyor insan . Bilmiyorum ben ama nasıl
yapacağım, ne olacak her şey. Bilmiyorum şu anda, geçmiş
zamandan bile sıyrılmayı başardım. Söylenmeyen gerçeklerle
dolu dünyamdan, kurtulabilir miyim ki bir an bile. Orada yaşamak
daha güzel değil mi?. Ama zaman çatışması var ki. Eskiden,
bizim yaşadığımız dönemlerde sadece kuşak çatışması vardı.
Şimdi aynı kuşaktayım ben kendimle- ama zamanlarım arasında hep
çatışma yaşıyorum, bitmedi bu savaş daha. Bittiğinde kim
kalacak geriye onu da bilmiyorum Ne kadar karışık yazarsan o kadar
muteber biri olursun demiş zamanında James Joyce. Tabi bunu Jameson'un göbeğinden söylemiş. Sanat camiası böyle şeyleri kaldırmıyor ne
yazık ki. Camialar değişik güruhlar. Saksağan avcıları
camiası ile saksağan seviciler camiası arasında çok az fark
vardır teoride. Ya da Çevre Bakanlığı ile Greenpeace arasına dev gibi kanyonlar girer belki. Ama sanat camiası diyince bir
durup düşünmek lazım. Neden saçmalayan az insan var burada,
almıyorlar aralarına, salak muamelesi yapıyorlar belki. Bilim
camiası ise aksine soytarılarla dolu benim gibi. Değişik bir
kariyer lazımdı belki bana. Hindistan da bonzai yetiştirsem
Japonya'dan teklif gelir miydi bana hiç. Neyse durup düşünmüştüm değil mi biraz önce. O zaman başka şeyler de düşündüm, her şey bu
kadar sahte olmasa , her şey ne kadar kolay olurdu lafını. Konuşma
dilinde iki defa her şeyi kullansan kimse bir şey demez sana. Ama
yazarken olmaz öyle şeyler. Sıkıldım, çişim geldi gibi şeyler
de yazamazsın. Boş yazmak diye bir şeye yer yoktur harfler
arasında. Bir kere girdin mi de çıkamazsın. Kurban bulman gerekir
yerine. Tehlikeli yer bu camia evet. S çok tehlikeli mesela,
insanlar çeşitli anlamlar çıkarabilir. N'de öyle, akrep burcu
gibi her an sokabilir N sizi. Senli benli konuşamazsınız biraz
önceki gibi. Tek kişiye yazsanız da yazınızı saygılı olmanız
gerekir. Ve şu anki gibi aniden kesemezsiniz, çünkü okuyucu bir
şeyler bekler, sanki bir bilge, bir öğretmen ya da otobüs
şöförüymüşsünüz gibi.
Yorumlar
Yorum Gönder