Duvar Yazıları-8



Duvarcı o akşam uyandığında bir gerçeğin farkına vardı. (Duvarcılar normalde gündüz uyuyup geceleri çalışır) Duvarını sadece kendisi için yapmıyordu. Bu onu çok heyecanlandırdı. Yıllardır duvarlarını tek başına yapar, kendi etrafını kapatırdı sadece. Oysa şimdi duvarlarını takip eden , günlerini onlarla geçiren, her tuğlasının yerini ezbere bilen birinin varlığı onu çok şaşırtmıştı. Başı döndü biraz, artık gelişigüzel yapamazdı duvarlarını, bir yerine iki kalp atacaktı onlarda, yaptığı en ufak bir hata fark edilecek, belki görmezden gelinecek, ama orada bir yerde, birisi tarafından bilinecekti. Yıllar boyunca çok çırak değiştirmişti duvarcı, izleyicisi de olmuştu baya - ama bu öyle bir şey değildi, yaptığı duvarlara gerçekten değer veren birisiyle karşılaşmıştı. Kendi bilmediği şeyleri o biliyordu bazen, hatta ara sıra kendi duvarını bile örüyordu büyük duvarın içine. Ne yapacaktı peki, duvarının hiç olmadığı kadar muhteşem olmasını mı sağlamalıydı. Yoksa her cinsiyete uygun parçalar mı yapmalıydı duvarın içinde. Belki de birleşerek bir şey yapmalılardı. Heyecanla etrafta dolaşırken birden aynada kendini gördü. Aklı başına geldi sonra. Duvar sabırdı, duvar metanetti, ustalarının öğrettikleri şeyleri hatırladı, düşündü. Hepsi boştu aslında. Ustalarının da canı cehennemeydi. Onlar yoktu hiç, tek başına yapmıştı bu duvarı, tüm dünyadan insanlar gelmişti görmeye. Ama bir kere olsun başlarını kaldırıp karşısındakine bakmamışlardı. Duvarcının kaderi buydu zaten, Hayatı boyunca bu olacaktı, bu olmalıydı. İnsanlara boş yere ümit verme dedi kendi kendine- onlar sadece duvarını severler, duvarın ardındaki her zaman boşluktur. Sorumluluğunun bilincindeydi. Kendisi değil duvar özeldi hep. İç çekti, bir tuğla daha koydu.

Yorumlar