Uykum
yok ama biliyorum uykusu olan insanları. Benim görevim sadece
onlara duvar hazırlayarak kendilerini iyi hissetmelerini sağlamak,
belki de bir üst evrene taşımak. Paralel dünyalarda farklı
başkentlerde yaşadığımız bu ömrü Robinson ya da Selkrik
olarak bitirmiş olabiliriz . Ama ikimiz de benzer insanlara aşık
olmuşuzdur. Peyderpey yaşanan ömürler her zaman yetmez insanlara
bazen. Daha fazlasını isterler. Sonsuza kadar vals yaptıkları
bir dünya isterler, ama dans etmeyi öğrenmek akıllarına bile
gelmez. İşte biz burada devreye giriyoruz. Ufak duvarlar kurup
insana, onların istedikleri hayata hiç ulaşamamasını sağlarız
biz. İsteriz ki hep üzülsünler. Sevdikleri hep önemsiz görsün
onları. Hiç aramasın. Ya da arasın, ama cep telefonunu unuttuğu
sırada olsun işinde. Bizim işimiz sadece duvar dikmek olacak. bir
şey yapmayız insanlara. O duvarlar yıkar onları. Delice ,
çılgınca istedikleri o duvarlar. Sonra durumu fark ettiklerinde;
yıkacaklarına o duvarları, kendileri de başlar yapmaya yeni duvarlar. Onlar da
biz olurlar. Biz nasıl o duvarlar olduysak. Bizim olmamız gereken
aslında o duvarı yıkan olmak sonunda. Ama ben o kadar cesur
değilim hiç. Sadece içmek istiyorum ben.
Yorumlar
Yorum Gönder