Sonsuza
kadar dans etmek isteyen insanlar tanıdım. Kendi küçük
krallıklarındaki duvarlara, hiçbir şey yokmuş gibi bakıyorlardı.
Sanki birileri o duvarları inşa etmemiş zamanında, ay ışığında tepelerinde dans etmemiş, son valsi yaparken
karşısındakini öpmemiş gibi düşünüyorlar onlar.
Sanki denizin altına dalıp denizkızları yerine hint tanrılarını
bulamamışlar gibi zamanında ve her şeylerini aradıkları bu dişi
tanrı ile dans etme şerefine ulaşınca çekinerek kaçmaya
çalışmamışlar gibi. Sonra da yakalanınca karşısındakinin tenini tam manasıyla hissetmemiş, kalpleri beraber tmamış gibi.
Dünyanın ya da sevginin sonuna geldiğinde onlar sadece dans etmek
isterken, ben kalan parçalarıyla bu duvara devam edeceğim oysa ki.
Sonuçta duvarlar danslardan daha önemli, değil mi? Değil.
Yorumlar
Yorum Gönder