Duvar Yazıları- 21


Karşısında birileri olmadan duvar yazmak manasızdır demiş ünlü bir çinli. Her ünlü çinli gibi Hindistan'da doğmuştur belki o da. Peki niye oluyor bu duvar, yaklaşık 2,5 milyar insan benim karşımdayken. O iki buçuk milyardan daha önemli bir kişi varsa o ister diye belki. Neyse, Burkina fasoya, o dürüst insanlar ülkesine ziyaretimde en görmek istediğim şey duvarlarla medeniyetler arasındaki kuvvetli bağdı, olmadı bu kez. Tanzanya'yı denedim, Serengeti filan fazla kapitalist geldi ordan da kaçtım hemen. Son olarak Japonya'yı denedim, orda da bulamadım aradığımı, eldeki tüm geyşalar, Türkiye'ye Ankaraya gittiğini söyledi son tanrıçanın. Benim tanrıçam diye mi düşündüm. Olamazdı ki, Ankara gibi bir yerde bir tanrıçanın yaşaması için tek başına olması gerekirdi. Günümüzde tek tanrıyı kim bulmuş da biz kaybedelim. Asabi bile olsa tanrıçalar dikkat etmeli diye geçirdim içimden bir tuğla daha koyarken duvara. Yoksa geç saatlerde kadar kalıp sıkıcı faaliyetlerde bulunamazlar. Kulları da üzülebilir bu duruma. Sorumlulukları var tabi onların, yarattım deyip sonra salıvermemeli insanları, fırsat buldukça koruyup kollamalı. Gerektiğinde türlü türlü ruh hallerine sokmalı. Ara sıra çarpmalı yıldırımlarla ki, kullar anlasın unutulmadığını. Bazen gökyüzüne bakıp ayı görmeli ve düşünmeli- ayın yerine beni gören insanoğulları da var mı bu denizde diye- işte o yüzden ankarada olamaz dedim benim en sevdiğim tanrıça- orda deniz ve taraçalar yeterince derin değil. Ve ankarada her şey kasvetli olur. Rüyalar da belki. Umarım bu gece rüyalar duvarlar gibi olmaz. Çünkü bu gece ankarayı Heybeliada ile değiştirdim. Ay da benim yanımda. Hepimiz sonsuza kadar sonda kalacağız. Ben bu gece çok yalan söyledim belki. Ama ay biliyor beni.

Yorumlar