GÜNÜMÜZ
Dün isim verdim yeni yaşayacağım hayata, herkesin yapması gerek
bence. Selçuk olacak bundan sonra ismi. Neden öyle bilmiyorum ,
sadece vermek istedim, Selçuklularla ilgisi yok. En azından Büyük Selçuklularla, Anadolu belki. Oldum olası severim Anadoluyu,
üstünde yaşayanlardan bağımsız olarak. Doğusu batısı
kuzeyi,ortası ve güneyi bu kadar farklı insanlardan oluşan başka
bir kara parçası bulmak kolay olmasa gerek dünyada. Aslında
herkes gizli gizli kendisinin diğerlerinden, diğer tarafta
yaşayanlardan üstün olduğunu düşünüyor bu yarımadada. Ama
güzeldir sonuçta anadolu ve insanı demek isterdim belki ama
diyemeyeceğim. Ben de bağrından koptuğu söylenen biri de olsam,
insanlarının gün geçtikçe kötüye gittiğini gözlemliyorum
elbette. Üzülüyormuyum, sanmıyorum. Belki de eskiden beri
böyleydi. Bizim kendimizi inandırdığımız , o ders kitabında
yazılı özelliklerin hepsi küçük pohpohlanma hareketleriydi
belki. Sonuçta misafirperverliği ile ön plana çıkan bir yerdeki
yüksek tecavüz oranı, normal bir ülkede sadece oksimoron bulmaya
çalışan işsiz güçsüz takımının sorunudur gibi geliyor.
Umarım Selçukta böyle bir şeyle karşılaşmayacağım. Orda
hiçbir yön diğerine üstünlük sağlamaya ya da kandırmaya
çalışmayacak. Şark kurnaz olmayacak orada, güney tembel, batı
snop, kuzey üçkağıtçı olmayacak. İç kesim snop nedir bilecek.
Dünyayı güzellik kurtarmayacak, belki herkes çirkin olacak ama
bunu göstermek için şimdiki gibi var güçleriyle savaşmayacaklar.
Bu benim yeni hayatım sonuçta, isteyen herkes kendi hayatını
yaşayabilir bu dünyada. Herkes kiminle olmak istediğine karar
verebilir, benim gibi kararsız olanlar ise çeşitli jokerler ile
kararı bir üst akıla bırakabilir. Selçuk benim yerine verebilir
kararı. Bu zamana kadar ben verdiğimi sanıyordum da ne oluyordu.
Hiç bir kararım başarılı bir şey getirdi mi bana. Başarının
kriterleri konusuna hiç girmeyeceğim. Her şeyin on dakikalık
periyotlarla değişebilirdi bu coğrafyada, yukarda bahsettiğim
coğrafyada daha doğrusu, başarılı olmak sadece mutlu olmakla
ölçülebilir mi bilmiyorum doğrusu. Bir saat önce mutluyken deli
gibi, şu anda kederinden ağlayan insanlar tanıyorum ben. Nasıl
çizebiliyorsak resmini mutluluğun, eskinin kara
yeninin akıllı tahtalarına, silmesini de biliriz biz başkalarının çizdiklerini.
Çünkü biz aslında kendi mutluluğumuzu hiç istemeyen bir canlı
türüyüz, tek istediğimiz başkalarının mutsuzluğu. Kendimiz
aç,yorgun,sefil kalalım , hatta bizi kimse sevmesin. Kendimizden
kötü birisini gördüğümüz sürece önemli değil hiç. Selçuk
bunları savunabilr mi? Selçuk buralarda yaşamıyor gibi. Zaten bu
yeni dünyanın neden burda olduğunu hiç çözememiştim ben baştan
beri. Belki de Selçuk yerine Cellman demeliydim hayatıma, daha
avrupai . Yok ama, bir kere karar verdikten sonra dönüşü yok,
Yeni Selçuklu Hayatı adı vereceğim, Ben Gordon Bey olacağım,
S Hatun , Nihan Hatun , Daha nice hatunlar, haremimde yer
alacaklar. Ben seçmek zorunda kalacağım birisini her gün. Çok
kararsızım ben. Seçemeyeceğim gece yarısına kadar elbette. Ve
saaatler tam 12'yi vurduğunda ben seçeceğim. Her gece aynı hatunu
seçeceğim. Herkes heyecanlanacak 1159'da. Ama ben hep O'nu
seçeceğim. O beni istemeyecek belki bir gece , iki gece, 1001 gece.
Ama ben onu seçeceğim. Sonsuza kadar seçmem gerekse bile , eğer
sonsuz diye bir şey olacaksa bu yeni dünyada, ben yine onu
seçeceğim. Bu ülkede doğmasına rağmen, burası hakkındaki tüm
önyargılarıma rağmen onu seçeceğim. Zaten burayı sevmemin tek
sebebi o şu anda, bu yeni hayatı, selçuğu istememin tek sebebi.
Yorumlar
Yorum Gönder