GÜNÜMÜZ
Bekleyen insanlar var dünyanın
her yerinde şu anda. Ben bile, bu kalabalığa hiç kapılmayacağım
diyen ben bile bekliyorum şu anda. Ne bekliyorum bilmiyorum.
Biliyorum aslında da, gelince ne olacak onu bilmiyorum. Benim
yüzümden bir şekilde mağdur olan birisi. Bir kız, güzel de. Bir şeyler var mı? Bilmiyorum. Olmak zorunda mı? Bilmiyorum. Bu
bir kore filmi olsa hani birilerinin boş evlere girdiği, sonunda
aşık olur hep o biri. Ama ben değilim kore, hint, arap, türk
işte böyle filmleri seven biri. Öyle biri bile değilim. Yarınım
belli değil. Dünüm belli ama, söyleyemediğim. Niye yaptım
her şeyi bilmiyorum . Ya ben bir şey bilmediğim zaman aşırı
sinir bozucu oluyorum.Ben bile tahammül edemiyorum kendime. Eğer
bir şeyler hissetseydim, Matt Berringer gibi, I need my girl deyip
ağlardım burada. Neyse her şeyi yaptım hemen hemen. O son şeyi
yapamazdım ama, benim bile içimde biraz sevgi var bu dünyaya. Hak
etmiyor. ASPAVA'dakilerin dedikleri her şeyi yaptım, Şimdi
sezon finalini beraber izleyebileceğiz dünyanın belki de Nİhan'la
. İstiyor muyum ben peki. Aslında sadece kaçmak istiyorum.
Tanımıyor beni kimse gerçekte. Ben öyle biri değilim. Uygun
koşullarda potansiyel seri katil olabilecekken şu olduğum kişi
olmuşum. İşte annem bana hamileyken hiç süt içmemiş ondan
herhalde . Bir de doğarken o Baby Genius şeylerinden, mozart filan
yerine, Sonata Pathetique dinletmişler bana. Bebekken olgunlaşmışım
daha, dahi olmak yerine. Ama hep çocuk taklidi yapmışım. hala
öyleyim. Taklit ediyorum her şeyi . Hepsini de çok başarılı
şekilde becerebiliyorum. Bir tek ara sıra yalnızken yaptığım
kendi taklidimde başarısızım. Oraya daha gelemedim, çalışamadım
da hiç. Olmayan bir şeyi , fark edilemeyen ya da gerekmeyen bir
şeyi daha kimse taklit edemedi. İşte gelirse gerçekten buraya
Nihan , öldürmemişlerse, sorun değil bence aslında nasılsa
elimden geleni yaptım, ama öldürmemişler de gelirse ne yapacağım.
Nasıl farklı biri gibi davranacağım bunca şeyden sonra.
Düşünmemeliyim bunları. Sadece ana odaklan, her zaman yaptığın
gibi. Kendi imparatorluğumu kurmalıyım şu an için. Perşembeler,
duvarlar olmamalı. Sadece şu an olmalı. Sadece o sonsuz siyah
olmalı her zamanki içinde yüzdüğüm. Arkada yine dokunaklı
sonat, hayatımın hiçbir anını müziksiz düşünmedim ben. İnsan
bir şeyi hak ettiğini nasıl anlar. Peki insanın başka bir insanı
gerçekten hak etmesi mümkün müdür? Böyle bir evren var mı
yaşanan ? Ne yapacağım ben? Başka şeylere odaklanmam lazım.
Mesela BGM'ye gittiğim ana.
Yorumlar
Yorum Gönder