GÜNÜMÜZ
Gözlüklü insanlar pek sinsi
olurlar. Beğenmem hiç onları. O gözlüklerinin ardında her şeyi
yapabileceklerini düşünürler. Belki geceyi yeni bitirmişlerdir.
Ya da sabahı yeni getirmiş, farkı yok zaten gözlüklüler için.
Niye gözlük takarlar kimse bilmez. Saklanmak için belki.
Korktukları için ya da dünyadan. Göz filan numara hepsi,
hayvanlar da farklı görüyorlar dünyayı. Onlarda hiç görmedim
böyle bir aktivite. Gerekmez çünkü, onlar kendi gerçeklikleriyle
yaşarlar. ama insanlar öyle değil. Özellikle gözlüklüler. Hep
bir yerden çıkmak izlenimi verirler bunlar. Kendilerine sunulanla
yetinmezler ki. Oysa en sevdiğimiz onlar değil mi, sorunsuz
olanlar. Bizim verdiklerimizi koşulsuz kabul eden uslu kesim. Herkes
biraz yönetmek ister dünyayı. ama verilse kendisine bocalar,
bilemez ne yapacağını. Bu gözlüklüler ona da çare bulmuş
gibilerdir. İstemezmiş gibi görünürler, dünyayı, hayatı,
sevgiyi. Ama sahip olduklarında es kaza, onu batırmayı da
hepimizden iyi bilirler. Ünlü bir dilbilimci demişti gözlüklü
insanlar için." Onlar dilbilgisi gibi, gereksiz ve
tehlikeli." O da gözlüklüydü heralde. Bunlardan kurtulmak
her toplumun esas vazifesi olmalıdır belki. Ama toplumu oluşturan
öğelerden biri olduklarını sandıkları için onlar da kamufle
olabilir aramızda sinsice. Sinsilerdir gözlüklüler. Her gece biz
uyuduktan sonra, gizli gizli duvarlar dikerler yanı başımızda.
Herkesi kısıtlamak isterler kendileri gibi. Kendileri göremiyor
diye bizim de istemezler görmemizi güzellikleri. Bunların
sinsiliklerini ancak biz de onlar gibi olabilirsek yenebiliriz.
Onların gece yaptıklarını bizim gündüzleri yıkmamız gerekir
belki. Eskileri unutup yeni bir dünyaya geçmemizi engelleyen bu
insan müsvettelerine tek diyeceğimiz bu yolla olur. Onları
gördüğümüz yerde yok edemeyeceğimize göre sadece söyleyelim
onlara özel olmadıklarını. Ağladıklarını gördüğümüzü
söyleyelim gözlüklerinin arkasından. O zaman dururlar -
bildikleri herşeyin yalan olduğunu anlar ve dururlar. Neyse
bırakmam gerek bu gözlük olayını önüme bakmam gerek. Nihanı
aradığımda tahmin ediyor muydum eninde sonunda başka bir şey
olacağını? Belki. Fazla şaşırmadım o yüzden telefonu saçma
bir adam açınca. Tek anladığım iki haftam olduğuydu. Ne
yapacaklarımı söyleyeceklerdi. İnsanların söylediklerini
harfiyen yapan biri miyim onu da bilmiyorum. Sonuçta orda Nihan
olmasının önemi var mı bilmiyorum. Neden ben diye bir soru hiç
soramıyorum kendime. Bu bir aşk hikayesi olmdı ki hiç . İçinde
benim olduğum bir aşk hikayesi saçma olurdu çünkü. Ben niye
yaptım dediklerini peki adamların. Bilmiyorum, Nihan yerine bir çift
ayakkabı kaçırmış olsalar yine yapardım belki. Hiç sevecen bir
tip olmadım ben. Uyumlu oldum sadece, böylece getirdim sonu,
yeniyi. Artık kaale almamak gerek belki de. Niye aradım peki
Nihan'ı o gün 6 kere. Onu da bilmiyorum. Belki sahiplenme, belki
pişmanlık, belki başka bir şey. sevme değil ama . Ben sevemem ki
biliyorum kendimi. Öyle olmamışım ben. İnsanları sevmiyorum ki.
Sadece sevmeyi seviyorum ben. O duygu hoşuma gidiyor. Bugün
getirmeseler Nihan'ı üzülürüm belki ama biter o . O duyguyu
yaşarım ben yine. Niye aradım peki 15 gün önce o kadar. Soru
sorma artık . Bitti, geçti zaman, her şey gibi. Hazırlanmam
lazım benim de. Ne olacağını bilmiyorum halen. Kimse bilmiyor.
Yorumlar
Yorum Gönder