Zorlu
ikilemlerle dolu, dizginli ama duran bir hayatta
Her
şeyin çifter çifter geldiği bu ikiyüzlü dünyada
Sabahları
deist, ikindide agnostik, akşam ateist olsam da
Sana
inanıyordum geceleri, hep popülisttim karşında
O
gecelerde senin için dağa çıkardığım dünyayı omuzlarımda
Hiç
bir şey olmamış gibi aşağı itiyordun öbür taraftan
Bana
gök küre lazım, ölümlüler içindir sadece dünya
Deyip
kovuyordun beni, başlatıyordun her şeye en baştan
Hemen
sesimi akort ediyordum sonra, maviye dönüyordum
Seni
de sakinleştirmek için etraftaki tüm sesleri
Toplayıp
yankı yankı, yuvarlanan dünyanın üstüne atıyordum
Bir
tek Divenire kalıyordu çalan, ilişkimizin iç sesi
Vriesia
diye de bir çiçek varmış, sadece nöbetlerde tutulan
Soğuk
havalarda karşımıza çıkan canavarlara karşı
Alevler
içindeki kılıcıyla, biz sevişirken bizi koruyan
Yazın
ne olacak peki dediğinde, gözlerim uzaklara kaymıştı
Yaz
gelince her ilişki bir parça bitmeye çalışır aslında
Ne
vriesialar ne de nöbetler koruyabilir onu sevenlerden
Düşünmemek
gerekir dedim sonra, Carpe Diem hep aklımda
İkimizin
de hiç işine gelmiyordu bahsetmek gelecekten
Gece
bitmeye yakınken getirdim sevgilime sırtımda gök kubbeyi
Bir
şey demedi bu kez, öptü dudağımı, gözlerimi ve her yerimi
Ben
hissederken onu; sayıyordu yıldızları, Siriüs ve Altair'i
Yedi
gün gerekmedi bize, o gece yarattık bilinen tüm evreni
Yorumlar
Yorum Gönder