Ayı
boyamak için duvarı büyütmek gerekir diye başladı söze.
İnanamadım karşımdakinin, sabahki mantıklı, müzmin adam
olduğuna. Neler diyordu ki. İnsanlar eski çağlardan beri ayı
boyamayı kafalarına koymuşlardır diye devam etti. Renginin önemi
yok. Ben maviyi tercih ederim ama perşembeleri sarı bir başka
güzel. Hem güneşle karıştırırlar insanlar, hoş bir ortam olur
belki. Ama duvarı yükseltmek lazım perşembeleri. Başka türlü
ikna edemeyiz kimseyi. Hiç düşündün mü perşembe yerine her gün
yapsaydık bu duvarı nereye gitmişti şimdi. Çin seddi dışında
bir yere giden bir duvar bilmiyordum ben. Ama bunu ona söylemedim.
Gaza getirmek istemedim daha fazla. Zaten yeterince gazdaydı. Belli
bir yaştan sonra fişlerini çekmek lazım böyle insanların. Hala konuşuyormuş. Evet, duvarlar önemli. Bazıları bu gece olduğu
gibi aya çıkıp boya yapmak için istiyorlar, bazıları için ise
dünyadaki insanların gözünü boyamak yetiyor. Öyle boyuyorlar ki
karısında olanlar onlara sarılmak , öpmek bile isteyebiliyorlar.
Gel biz böyle insanlardan olmayalım. Sadece ay için yapalım
duvarımızı. Dolun olan ay için hem. Bizi öpecek varsın olmasın-
ama boyayalım ayı hatta sonra da belki venüsü. Güneş kıskansın onları. Önce bizi, duvarımızı görsün- ben güneşim
ama günemedim bu yaz - bu duvarlar kesti beni desin. Şaşırsın
hatta konuşamasın. Peki dedim ben sonra susturmak için.
Yorumlar
Yorum Gönder