Üç gemi kalkmış Napoli'den bilinmeyen bir zamanda. Birisi mavi, diğeri kahverengi , üçüncüsü de griymiş. Üçünün de ismi birbirlerinden gizlenmiş. Napoli halkı hiç birinin ismini bilmiyormuş zaten. Her denizci sadece kendi gemisinin ismini biliyormuş. Üç geminin de ismini bilen tek bir kişi varmış Napoli'de. Alberto Ganhligei isimli bu ayakkabıcı da tam gemiler limandan ayrılırken kalp krizi geçirerek ölmüş. Ölürken etrafındakiler sadece tek bir söz duymuşlar Alberto'nun ağzından- Başarısız İnci. Bu söz bir iki gün içerisinde tüm Napoli'ye yayılmış. Artık insanlar bir geminin isminin Başarısız İnci olduğunu biliyorlarmış. Ama büyük bir çoğunluk gri gemiye bu adı layık görürken, azımsanamayacak bir kısım insanlar da mavi gemiyi destekliyormuş isimle ilgili. Kahverengi gemi her şeyde olduğu gibi bu isim konusunda da geride kalmış, Napolililer kahverengi rengini fazla sevmiyorlarmış. Bu Napolililerin hatası değilmiş ama, kimsenin değildir zaten. Yüzyıllar önce gölgelerden gelen- neyse bunu anlatmama gerek yok size. Napolilerin bu konuyla ilgili suçsuz olduklarını bilin yeter. Üç gemi Napoli'den ayrıldıktan sonra bir söylenti baş göstermiş ilk önce limanda, sonra da tüm kentte. Başarısız İnci görevini tamamlayamadan batmış söylenenlere göre. Hangi geminin Başarısız İnci olduğunu bilen yokmuş, görevin ne olduğunu da. Ama başarısız bir geminin başarısız olması, gayet tabi olasılıklar dahilindeymiş. Daha sonraki haftalarda Başarısız İnci için ağlamış insanlar, ağıtlar yakmış şairler. Tüm Napoli halkı giden her denizcinin Başarısız İnci'de olduğunu düşünüyormuş haklı olarak. Bu yüzden giden her denizci için gıyabında cenaze törenleri düzenlemişler. Miras paylaşımları yapılmış, bazı eşler unutmuş, bazıları yeniden evlenmiş. Çocuklar üzülmüşler babaları için, sonra da kahraman olarak hatırlamışlar onları. Onlar Başarısız İnci'nin çocuklarıymış çünkü. Evlerde baş köşeye asılmış kahraman denizcilerin resimleri. Böylece günler, haftalar, aylar geçmiş. Üç gemi de unutulmuş. Ama Başarısız İnciyi unutmamış Napoli Halkı, başlarına gelen her türlü felaket için Başarısız İnci'yi suçluyorlarmış. Mevsim kurak mı geçti, hemen Başarısız İnci akıllara geliyormuş, eğer başarabilseydi görevini bir daha hiç kuraklık görmeyecektik diyormuş yaşlılar. Kara humma mı baş gösterdi, Başarısız İnci yapsaydı görevini böyle hastalıklarla uğraşmak zorunda kalmayacaktık diye sızlanıyormuş koca karılar. Bunu fırsat bilen şehir yönetimi insanları sıkmaya başlamış yavaş yavaş. Önce bazı lükse ihtiyaçların fiyatlarını arttırmış, daha sonra özgürlükleri kısıtlamaya başlamış. Daha güçlü, daha kesin bir yönetim olmak için yapmadıkları kalmamış eninde sonunda. Halk her sıkıntıdan sonra Başarısız İnci burada olsa böyle olmazdı demeye devam ediyormuş umutsuzca. Şanssızlıklarına küfrediyorlarmış o gri ya da mavi ya da kahverengi gemi battığı için. Yönetim temel ihtiyaçların fiyatlarını da fahiş fiyata çıkarmış sonunda. Garip bir söylentinin yayılmaya başlaması tam da bu döneme rast gelmiş Napoli'de. Başarısız İnci'nin değil diğer iki geminin battığı, oradaki kahraman denizcilerin gelip tüm sorunlarını çözeceği kıvılcımı, limandan başlayarak tüm Napoliye yayılmış 2-3 günde. Babaları kahraman olan çocuklar umutlanmış. Yeniden evlenen kadınlar utanmış. Yaşlılar gülümsemiş, kocakarılar bağırmış. Tüm şehirde bir umut dalgası yayılmış. Yönetim yeni tedbirler almak zorunda kalmış. Başarısız İnci lafı eden herkes; ilk seferinde kırbaçlanacak, daha sonra ömür boyu hapiste tutulacakmış. Bunun üzerine insanlar başka yollardan vermeye başlamışlar mesajlarını. İnci satışları artmış. Herkes aldıkları incileri mavi/gri ya da kahverengiye boyuyormuş. (Kahverengi her zamanki gibi oldukça azmış) Birbirlerini tanımak, yönetimin ajanlarından ayrılmak için gerekliymiş çünkü bu. Zamanla inci satışı da yasaklanmış. Ama bu Napoli'de çıkan isyanların önüne geçememiş. En sonunda yönetim bir belge yayınlamış. Bu belgede Başarısız İnci'nin battığı, aksini iddia edenlerin ölümle cezalandırılacakları yazılıymış. Bu belgenin yayımlanmasından tam üç gün sonra limana üç gemi girmiş. Bunlar kimse bilmeden limandan ayrılan Mavi , Gri ve Kahverengi gemilermiş. Napolilerin meraklı bakışları altında denizciler gemilerinden çıkmışlar. Hepsinin yüzlerinden düşen bin parçaymış. Görevlerini başaramamışlar üçü de. Yönetim denizcileri almaya gelmiş sonra, idam kararı çıkmış hepsi için. O karmaşada kimsenin aklına görevi sormak gelmemiş, sadece bir çocuk "Peki ama hanginiz Başarısız İnciydi?"diye bağırmış arkalarından. Denizciler bir şey anlamadan birbirlerine bakmışlar, yönetimin adamları daha sonra zorla götürmüş onları. Gemiler batırılmış, denizciler öldürülmüş ama Napolililer her zaman içlerinde bir yerde Başarısız İncinin onları kurtaracağı umuduyla yaşamışlar. Yıllar sonra Paolo Ganhligei isimli bir genç, dedesinin atölyesinde bulduğu eski bir el yazmasını yayınlatmak üzere bir yayın evinin kapısını çalmış. Yayın evi sahibi aynı isimli onlarca kitap basıldığı için bu el yazmasını basmayı reddetmiş. Paolo, dedesine ve Başarısız İnci'ye küfrederek yayın evinden ayrılmış sonra.
Üç gemi kalkmış Napoli'den bilinmeyen bir zamanda. Birisi mavi, diğeri kahverengi , üçüncüsü de griymiş. Üçünün de ismi birbirlerinden gizlenmiş. Napoli halkı hiç birinin ismini bilmiyormuş zaten. Her denizci sadece kendi gemisinin ismini biliyormuş. Üç geminin de ismini bilen tek bir kişi varmış Napoli'de. Alberto Ganhligei isimli bu ayakkabıcı da tam gemiler limandan ayrılırken kalp krizi geçirerek ölmüş. Ölürken etrafındakiler sadece tek bir söz duymuşlar Alberto'nun ağzından- Başarısız İnci. Bu söz bir iki gün içerisinde tüm Napoli'ye yayılmış. Artık insanlar bir geminin isminin Başarısız İnci olduğunu biliyorlarmış. Ama büyük bir çoğunluk gri gemiye bu adı layık görürken, azımsanamayacak bir kısım insanlar da mavi gemiyi destekliyormuş isimle ilgili. Kahverengi gemi her şeyde olduğu gibi bu isim konusunda da geride kalmış, Napolililer kahverengi rengini fazla sevmiyorlarmış. Bu Napolililerin hatası değilmiş ama, kimsenin değildir zaten. Yüzyıllar önce gölgelerden gelen- neyse bunu anlatmama gerek yok size. Napolilerin bu konuyla ilgili suçsuz olduklarını bilin yeter. Üç gemi Napoli'den ayrıldıktan sonra bir söylenti baş göstermiş ilk önce limanda, sonra da tüm kentte. Başarısız İnci görevini tamamlayamadan batmış söylenenlere göre. Hangi geminin Başarısız İnci olduğunu bilen yokmuş, görevin ne olduğunu da. Ama başarısız bir geminin başarısız olması, gayet tabi olasılıklar dahilindeymiş. Daha sonraki haftalarda Başarısız İnci için ağlamış insanlar, ağıtlar yakmış şairler. Tüm Napoli halkı giden her denizcinin Başarısız İnci'de olduğunu düşünüyormuş haklı olarak. Bu yüzden giden her denizci için gıyabında cenaze törenleri düzenlemişler. Miras paylaşımları yapılmış, bazı eşler unutmuş, bazıları yeniden evlenmiş. Çocuklar üzülmüşler babaları için, sonra da kahraman olarak hatırlamışlar onları. Onlar Başarısız İnci'nin çocuklarıymış çünkü. Evlerde baş köşeye asılmış kahraman denizcilerin resimleri. Böylece günler, haftalar, aylar geçmiş. Üç gemi de unutulmuş. Ama Başarısız İnciyi unutmamış Napoli Halkı, başlarına gelen her türlü felaket için Başarısız İnci'yi suçluyorlarmış. Mevsim kurak mı geçti, hemen Başarısız İnci akıllara geliyormuş, eğer başarabilseydi görevini bir daha hiç kuraklık görmeyecektik diyormuş yaşlılar. Kara humma mı baş gösterdi, Başarısız İnci yapsaydı görevini böyle hastalıklarla uğraşmak zorunda kalmayacaktık diye sızlanıyormuş koca karılar. Bunu fırsat bilen şehir yönetimi insanları sıkmaya başlamış yavaş yavaş. Önce bazı lükse ihtiyaçların fiyatlarını arttırmış, daha sonra özgürlükleri kısıtlamaya başlamış. Daha güçlü, daha kesin bir yönetim olmak için yapmadıkları kalmamış eninde sonunda. Halk her sıkıntıdan sonra Başarısız İnci burada olsa böyle olmazdı demeye devam ediyormuş umutsuzca. Şanssızlıklarına küfrediyorlarmış o gri ya da mavi ya da kahverengi gemi battığı için. Yönetim temel ihtiyaçların fiyatlarını da fahiş fiyata çıkarmış sonunda. Garip bir söylentinin yayılmaya başlaması tam da bu döneme rast gelmiş Napoli'de. Başarısız İnci'nin değil diğer iki geminin battığı, oradaki kahraman denizcilerin gelip tüm sorunlarını çözeceği kıvılcımı, limandan başlayarak tüm Napoliye yayılmış 2-3 günde. Babaları kahraman olan çocuklar umutlanmış. Yeniden evlenen kadınlar utanmış. Yaşlılar gülümsemiş, kocakarılar bağırmış. Tüm şehirde bir umut dalgası yayılmış. Yönetim yeni tedbirler almak zorunda kalmış. Başarısız İnci lafı eden herkes; ilk seferinde kırbaçlanacak, daha sonra ömür boyu hapiste tutulacakmış. Bunun üzerine insanlar başka yollardan vermeye başlamışlar mesajlarını. İnci satışları artmış. Herkes aldıkları incileri mavi/gri ya da kahverengiye boyuyormuş. (Kahverengi her zamanki gibi oldukça azmış) Birbirlerini tanımak, yönetimin ajanlarından ayrılmak için gerekliymiş çünkü bu. Zamanla inci satışı da yasaklanmış. Ama bu Napoli'de çıkan isyanların önüne geçememiş. En sonunda yönetim bir belge yayınlamış. Bu belgede Başarısız İnci'nin battığı, aksini iddia edenlerin ölümle cezalandırılacakları yazılıymış. Bu belgenin yayımlanmasından tam üç gün sonra limana üç gemi girmiş. Bunlar kimse bilmeden limandan ayrılan Mavi , Gri ve Kahverengi gemilermiş. Napolilerin meraklı bakışları altında denizciler gemilerinden çıkmışlar. Hepsinin yüzlerinden düşen bin parçaymış. Görevlerini başaramamışlar üçü de. Yönetim denizcileri almaya gelmiş sonra, idam kararı çıkmış hepsi için. O karmaşada kimsenin aklına görevi sormak gelmemiş, sadece bir çocuk "Peki ama hanginiz Başarısız İnciydi?"diye bağırmış arkalarından. Denizciler bir şey anlamadan birbirlerine bakmışlar, yönetimin adamları daha sonra zorla götürmüş onları. Gemiler batırılmış, denizciler öldürülmüş ama Napolililer her zaman içlerinde bir yerde Başarısız İncinin onları kurtaracağı umuduyla yaşamışlar. Yıllar sonra Paolo Ganhligei isimli bir genç, dedesinin atölyesinde bulduğu eski bir el yazmasını yayınlatmak üzere bir yayın evinin kapısını çalmış. Yayın evi sahibi aynı isimli onlarca kitap basıldığı için bu el yazmasını basmayı reddetmiş. Paolo, dedesine ve Başarısız İnci'ye küfrederek yayın evinden ayrılmış sonra.
Yorumlar
Yorum Gönder